Trabzon İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

Osmanlı Entelektüel Düşüncesinin Bileşenleri: Kelâm, Felsefe ve Tasavvuf: Kemalpaşazâde ve Risâleleri Üzerinden Bir İnceleme

  • Bilal Taşkın

Journal volume & issue
Vol. 8, no. 2

Abstract

Read online

Osmanlı düşünce yapısının din, akıl ve irfani tecrübe olmak üzere birbirini tamamlayan üç epistemolojik temele dayandığını söyleyebiliriz. Bu üç temel sırasıyla kelâm, felsefe ve tasavvuf disiplinleri ile temsil edilmektedir. Osmanlı düşüncesinin bu özelliği bir taraftan onun irfani ve aklî açıdan gelişmesine katkıda bulunurken diğer yandan bu medeniyetin dinin temel ilkelerine bağlı kalmasına imkân tanımıştır. Bu çalışmada amacımız Osmanlı’nın entelektüel yapısının, kendinden önceki mezkûr düşünce gelenekleri üzerine inşa edildiğini incelemektir. Bunu yaparken önce Osmanlı ilmiye sınıfının önceki ilim geleneklerinin takipçisi olduğunun göstergeleri ortaya konulacak akabinde bu husus bir Osmanlı dönemi ilim adamının ilmî serüveni ve eserleri üzerinden örneklendirilecektir. Çalışmada örnek olarak Osmanlı ilmiyesinin etkin temsilcilerinden çok yönlü eser yazıcılığı ile meşhur olan Kemalpaşazâde seçilmiştir. Kemalpaşazâde kelâm, felsefe ve tasavvuf disiplinlerine dair muhtelif eserler kaleme almıştır ki bu eserler onun zihin dünyasının güçlü bir şekilde bu kadim disiplinlerin etkisi altında kaldığını göstermektedir. Kelâm ilminin konularına ilişkin risalelerinde Kemalpaşazâde sünni kelâmın sabitelerine büyük oranda bağlılık göstermiş, felsefi risalelerinde müteahhir dönem İslam düşüncesinde tedavülde olan önemli tartışmalarda çoğunlukla İslam felsefecilerinin yaklaşımlarını tercih etmiş, tasavvufi/irfani meseleleri incelediği risalelerinde ise vahdet-i vücûd düşüncesini destekleyen bir tavır sergilemiştir. Kemalpaşazâde’nin kendi fikr bünyesinde geliştirmiş olduğu bu geniş bakış açısını, kendisinden önce ve sonra gelen diğer pek çok Osmanlı ilim adamında da müşahede etmekteyiz. Osmanlı medeniyetinin, güçlü kelâmî ve felsefi metinlere sahip olan bir eğitim sistemi inşa etmesi, ayrıca bir yönüyle toplumu ve diğer bir yönüyle ilmiye sınıfını besleyen sufi/irfani geleneğin gelişip neşvünema bulmasına imkân tanıması onun bu aklî ve irfani ağı örgülemesini mümkün kılmıştır.

Keywords