Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Jun 2020)

Fudayl Çelebi’nin ed-Damânât fi’l-furûi‘l-Hanefîyye Adlı Eserinin Tazminat Literatürü İçerisindeki Yeri

  • Kamil Yelek

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.696332
Journal volume & issue
Vol. 24, no. 1
pp. 297 – 320

Abstract

Read online

Damân kavramı etrafında teşekkül eden ve fakihlerin fürû-ı fıkıh sistematiği içerisinde zamanla geliştirdiği sorumluluk (tazminat) hukuku, fıkhın yani İslam hukukunun önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır. Tazminat hukuku (damân), ilk dönem fıkıh eserlerinde müstakil bir konu olarak ele alınmamış olsa da ilerleyen dönemlerde bu alana dair literatürün oluşmaya başladığı görülmektedir. Sorumluluk hukukuyla ilgili klasik fürû-ı fıkıh kitaplarında dağınık biçimde yer alan bu konuları ilk defa bir araya getiren kişiler Hanefi hukukçularıdır. Mezhebin kurucu imamlarının görüşleri etrafında şekillenen ve ilk dönemlere ait metinlerde klasik formunu kazanan tazminat konusu, hukukun yeni şartlara uyum sağlaması ihtiyacının bir ürünü olan vâkıât türü eserlerde meşâyihin fetvâ ve yorumlarıyla genişletilmiştir. Hanefî mezhebinde tazminat hukukuyla ilgili olan bu konular, öncelikle Üsrûşenî’nin el-Fusûl fi’l-muâmelât, İmâdüddîn el-Mergînânî’nin Fusûlu’l-ihkâm ve Şeyh Bedreddin’in Câmiʿu’l-fuṣûleyn’i gibi vâkıât türü eserlerde özel bir bölüm (fasıl) olarak ele alınmış, daha sonra burada ele alınan konular geliştirilerek devam ettirilmiş ve nihayetinde bu alana dair müstakil eserler telif edilmiştir. Bu çalışmada, zikredilen eserler incelenerek literatürde ve ilgili konularda nasıl bir gelişme ve genişlemenin olduğu mevzubahis edilecektir. Bu amaç doğrultusunda, öncelikle Hanefî fukahâsının tazminatla ilgili telif ettiği ilk örnek eserler mukayeseli bir şekilde analiz edilecek sonrasında da Zenbillizâdelerden Fudayl Çelebi’nin (öl. 991/1583) ed-Damânât fi’l-furûi’l-Hanefîyye adlı eserinin bunlar arasındaki yerine temas edilecektir.Özet: İslam hukukunun önemli bölümlerinden birini oluşturan sorumluluk (tazminat) hukukunun ana fikri, Kur’an-ı Kerîm ile Hadîs-i Şeriflerde belirtilmiş sonra fakihler mensubu olduğu mezhebin fürû-ı fıkıh sistematiği içerisinde zamanla bunu geliştirerek ciddi bir birikim ortaya koymuşlardır. Hukukun önemli bölümlerinden birini oluşturan bu konular, klasik fıkıh kitaplarının -ibadet bahisleri de dâhil- neredeyse her bölümünde meseleler arasına serpiştirilerek işlenmiştir. Yani, ilk dönem fıkıh eserlerinde damân konusu müstakil bir konu olarak ele alınmamıştır. Bu şekilde olmakla birlikte, ilerleyen dönemlerde tazminat hukukuna dair literatürün oluşmaya başladığı, sayıca az da olsa ilk önce bu konuda müstakil bölümlerin sonrasında da bu alana özel müstakil eserlerin yazıldığı görülmektedir.Sorumluluk hukukuyla ilgili klasik fürû-ı fıkıh kitaplarında dağınık biçimde yer alan bu konuları ilk defa bir araya getiren kişiler Hanefi hukukçularıdır. Mezhebin kurucu imamlarının görüşleri etrafında şekillenen ve ilk dönemlere ait metinlerde klasik formunu kazanan tazminat konusu, hukukun yeni şartlara uyum sağlaması ihtiyacının bir ürünü olan vâkıât türü eserlerde meşâyihin fetvâ ve yorumlarıyla genişletilmiştir. İlk önce Hanefîlerden Mecdüddîn el-Üsrûşenî (öl. 637/1240) el-Fuṣûl fi’l-muʿâmelât adlı eserinin “Ödenmesi Zorunlu Olan Tazminat Türleri ve Bunların Keyfiyeti” başlığını taşıyan 29. bölümünde sözleşmeden ve sözleşme dışındaki haksız fiillerden doğan sorumlulukları ele almıştır. Daha sonraki dönemde yazılan fusûl edebiyatının tazminat bölümleri ile bu alanda müstakil olarak telif edilen ilk çalışmaların konu sistematiği ve muhtevası incelediğinde büyük ölçüde bunların Üsrûşenî’ye dayandığı ve onun bu alanda özel bir üslup/tür geliştirmeye çalıştığı rahatlıkla görülmektedir. Üsrûşenî’nin fusûl ismini taşıyan bu eseri, türünün ilk örneği olduğu için de İslâm hukuk literatüründe özgün bir yere sahiptir. Üsrûşenî’nin burada başlattığı usul ve yöntemi Hanefîlerden İmâdüddîn el-Mergînânî (öl. 670/1271) Fuṣûlü’l-iḥkâm fî uṣûli’l-aḥkâm ve Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin (öl. 823/1420) Câmiʿu’l-fuṣûleyn adlı eserlerinin tazminat bölümlerinde geliştirerek devam ettirmiş, sonrasında da Zenbillizâdelerden Fudayl Çelebi (öl. 991/1583) eḍ-Ḍamânât fi’l-furûi’l-Hanefîyye adlı eserinde bu konuları daha da zenginleştirerek müstakil bir eser haline getirmiştir. İmâdüddîn el-Mergînânî, Üsrûşenî’nin tazminat bölümünde ele aldığı konuları başlıklandırmış ve ilgili konulardaki rivâyetleri bir üst başlık altında toplayarak daha da sistematik bir hale getirmiştir. Her iki eserin tazminat bölümleri mukayese edildiğinde ele alınan konuların birebir aynı olduğu, ancak Üsrûşenî’den farklı olarak İmâdüddîn’in bölüm sonuna anne karnındaki cenine verilen zararların tazmini (damânü’l-cenîn) ile kaçan köleyi geri getiren kişinin sorumluluğunu (damân-ü râddi’l-âbık) ilâve ettiği dikkatleri çekmektedir. Şeyh Bedreddin ise Üsrûşenî ile İmâdüddîn’in ele aldığı konulara ilâve olarak sadece kaybolan eşyayı (lukata) bulan kişinin sorumluluğunu (damânü’l-mültekıt) eklemiştir. Şeyh Bedreddin’in tazminat bölümündeki konu başlıklarının neredeyse tamamının İmâdüddîn’in tazminat bölümünde aynen mevcut olduğunu ve bunların çoğunun da ilk olarak Üsrûşenî’nin el-Fusûl’ünde yer aldığını göz önüne alırsak, ana omurgası itibariyle bütün bunların Üsrûşenî’ye dayandığını ve onun eserinin İslâm hukuk literatüründe özgün bir yere sahip olduğunu söylememiz icap eder.Fudayl Çelebi’nin eḍ-Ḍamânât’ı, tazminat hukuku alanında müstakil olarak ortaya konulan ilk eser olma özelliğini taşımaktadır. Yapılan bazı modern çalışmalarda, Gānim el-Bağdâdî’nin (öl. 1030/1620) Mecmaʿu’ḍ-ḍamânât fî mezhebi’l-İmâmi’l-Azâm Ebî Hanîfete’n-Nu’mân isimli eserinin bu alanda telif edilen ilk eser olduğu söylense de Çelebi’nin eḍ-Ḍamânât adlı eserinin Bağdâdî’nin Mecmaʿu’ḍ-ḍamânât’ından daha önce kaleme alındığı bilinmektedir. Nitekim Çelebi’nin eḍ-Ḍamânât’ı eseri hicri 984’te, Bağdâdî’nin Mecmaʿu’ḍ-ḍamânât’ı ise 1027’de tamamlanmıştır. Çelebi’den kırk bir yıl sonra vefat eden Bağdâdî’nin müstakil olarak telif ettiği bu eserdeki konu dizimi farklı olmakla birlikte bu çalışma da aynı geleneğin devamı niteliğindedir.Eserin konu sistematiği ve muhtevası incelediğinde Çelebi’nin ed-Damânât’ının, Üsrûşenî’nin başlatıp İmâdüddîn el-Mergînânî ve Şeyh Bedreddin’in geliştirerek devam ettirdiği yazım türünün devamı niteliğinde olduğu rahatlıkla görülmektedir. Kendisinden önceki eserlerin tazminat bölümleri ile mukayese edildiğinde diğerlerinin ele aldığı konulara ilâveten Fudayl Çelebi’nin ed-Damânât’ında şirket, mudârabe kefâlet, havâle, sulh, hacr, me’zun (kendilerine ticaret serbestliği tanınan kişiler) ve vasiyet gibi bu üç eserde ele alınmayan yeni tazminat konularının eklendiği görülmektedir. Yukarıda zikredilen bu eserlerden Şeyh Bedreddin’in Câmiʿu’l-fuṣûleyn’i ile Bağdâdi’nin Mecmaʿu’ḍ-ḍamânât’ı dışındaki eserler, kütüphanelerde yazma halinde olduğu için tazminat hukukuyla ilgili yapılan modern çalışmalarda bu eserlere çok fazla başvurulmamıştır. Hatta bunlardan Çelebi’nin eḍ-Ḍamânât’ı neredeyse hiç bilinmemektedir. Bu eserle ilgili bazı bibliyografik çalışmalarda az bir bilgi mevcut olsa da tazminat hukukuyla ilgili Arapça yazılan muasır çalışmalarda bu eserin kaynak olarak kullanılmadığı dikkatleri çekmektedir. Söz konusu eserin yazma halinde olması ve özellikle İstanbul kütüphanelerinde bulunmasının bu duruma neden olduğu rahatlıkla söylenebilir. Türkçe yazılan çalışmalarda da bu eserin yeterince bilindiğini ve kaynak olarak kullanıldığını söylemek oldukça zordur. Üsrûşenî’nin el-Fuṣûl fi’l-muʿâmelât adlı eseri ile İmâdüddîn el-Mergînânî’ye ait olan Fuṣûlü’l-iḥkâm fî uṣûli’l-aḥkâm isimli çalışması, henüz yazma halinde olduğu için gerek eserin bütününe gerekse tazminat bölümüne dair kapsamlı herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Şeyh Bedreddin’in matbu haldeki Câmi‘u’l-fusûleyn adlı eseri, H. Yunus Apaydın’ın başkanlığında Türkçe’ye çevrildiği için eserde ele alınan tazminat konularını buralarda görmek mümkündür. Bunun yanı sıra, söz konusu çevirideki tazminat bölümünü tercüme eden Kemal Yıldız, Câmiʿu’l-fuṣûleyn’deki bu bölümü “Câmiʿu’l-fuṣûleyn’in Kaynakları ve Hanefî Mezhebi Uygulamasında Tazmînât” ismiyle müstakil bir kitap olarak yayınlamıştır. Yıldız, bu çalışmasının birinci bölümünde öncelikle Câmiʿu’l-fuṣûleyn’in kaynaklarını kısaca tanıttıktan sonra, esas olarak ikinci bölümde kendi açıklama ve değerlendirmelerini ekleyerek tazminat bölümünü baştan sona tercüme etmiştir. Yıldız’ın bu çalışmasında, Üsrûşenî ile İmâdüddîn el-Mergînânî’nin Fuṣûl ismini taşıyan mezkûr eserleri hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiş olsa da özellikle bu eserlerin tazminat bölümlerinin içeriğine dair herhangi bir bilginin olmayışı, ilgili konuda araştırmacılara değerlendirme yapma imkânı vermemektedir.

Keywords