Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2020)

Türkiye’de Ebû Hanîfe Literatüründe Kuram: Eleştiri ve Kuramsal Bir Öneri

  • Şaban Erdiç

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.768355
Journal volume & issue
Vol. 24, no. 2
pp. 789 – 806

Abstract

Read online

Şüphesiz Ebû Hanîfe yaklaşık (öl. 150/767) on üç asırdan beri İslam düşüncesinin gelişimini etkileyen en önemli öznelerden biridir. Sadece İslam hukukuna değil; bununla birlikte temelde doktrine yaptığı esaslı katkılarla o, bugün de İslam coğrafyasında çok geniş bir çevreyi etkilemeye devam etmektedir. Hatta bu etki dinin bu salt teorik ve pratik boyutlarının ötesinde toplumların iktisattan hukuka, eğitimden sağlığa bütün gündelik hayatlarına nüfuz eden bir derinlik yaratacak kadar çekici olmuştur. Esasen Ebû Hanîfe’nin dinî bir felsefe ve metot bağlamında sistemleştirdiği İslam yorumu, daha ilk zamandan beri farklı İslamî paradigmalar altında hararetli bir tartışma ve değerlendirmenin konusu yapılmıştır. Bugün konu İslam dünyasında her bakımdan artan gerilimlere paralel olarak farklı bir boyut daha kazanmıştır. Örgütlü din bağlamında her zaman kendisine gösterilen ilgi bir tarafa Ebû Hanîfe uzun bir zaman diliminde bir taraftan Arap din ve siyaset tavrına tepkinin bir aracı yapılmışken diğer taraftan bugün de modernleşme bağlamındaki çatışma, uyum ve uyumsuzlukların nesnesi yapılmıştır. Aynı zamanda ilgili literatür yorumcuların epistemolojik çevrelerine göre doğal olarak farklı Ebû Hanîfe tasavvurları inşa etmiştir. Dolayısıyla konu bugün gerek Ebû Hanîfe’nin kişiliği, tarihsel şartları, dinsel otoritesi, örgütlü din içindeki yeri ve gerekse gelişen yeni bilimsel paradigmalar bakımından oldukça karmaşık ve sorunlu bir noktaya gelmiştir. Araştırma Ebû Hanîfe üzerine 2000 ile 2020 yılları arasında yapılan Türkiye ölçekli çalışmalarla sınırlandırılmıştır. Araştırma bu çalışmaların Ebû Hanîfe’yi neredeyse tamamen sosyolojik ve tarihi kişiliğinden kopuk ele alarak kuramsal bir sorunla karşı karşıya bıraktığı varsayımından yola çıkmıştır. Çalışmada söz konusu literatürün kuramsal bir analizi yapılmış ve alandaki çalışmalar için teorik bir öneride bulunulmuştur. Araştırma ile Ebû Hanîfe literatürüne kuramsal bir katkı sunmak hedeflenmiştir. Bu amaçla söz konusu yılları kapsayan kitap, makale ve sempozyum bildirileri taranarak bu çalışmaların genel kuramsal görünümü anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede çalışmalarda yaygın bir şekilde kendisini gösteren bazı anlam paketleri belirlenmiş ve böylece araştırmada problematize edilen olgunun öz ile ilgili değişmeyen somut yansımaları anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veriler fenomenolojik bilgi sosyolojisi bağlamında bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Ebû Hanîfe ilk dönemlerden bugüne kişilerin sadece teolojik algılama biçimleri ile değil; yanı sıra sosyoekonomik, kültürel, siyasi ve ideolojik çevrelerinin çizdiği sınırlılıklar ile de kuşatılmış bir görüntü çizmiştir. Öte yandan ister Hanefî ekol içinden gelsin ister başka düşünce geleneği içinde olgunlaşmış olsun Ebû Hanîfe ile ilgili literatüre yansıyan yaklaşımların neredeyse tamamen makro-teolojik, tarih-üstü, tümelci ve nomotetik bir bakış açısı içinde şekillendiği kolaylıkla görülebilir. Din biliminin Türkiye serüveninde kat ettiği yüzyıllık tecrübe düşünüldüğü zaman bu çalışmaların kuramsal anlamda henüz kendisini yeni tartışmalara açma gibi bir çaba içine girmediği de söylenebilir. Araştırma kapsamında Ebû Hanîfe, telif eserlerden daha çok süreli yayınlar ve bir program dâhilinde yürütülmüş sempozyumlarda konu edilmiştir. Açıkça teolojik bir daralma ile karşı karşıya olduğu gözlemlenen literatür bugün daha çok bir doktrin tartışması ile ilerlemektedir. Buna göre daha az orandaki pratik tartışma sahalarının -Ebû Hanîfe’nin sosyolojik zeminini göz ardı ederek- İslam dünyasındaki ve küresel ölçekteki gelişmelere bir cevap verme saikıyla ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Ebû Hanîfe’ye hakkını teslim etme, disipliner popülizm, mezhebî absolütizm, romantikleştirme ve ideolojik metalaştırma bugünkü Ebû Hanife literatüründeki önemli anlamsal desenlerdir. Bütün bu anlamsal gerçekliğin temel kaygısı, toplumsal bünyede yaşanan kırılma ve travmalara karşı gelenekteki bilgi stoğundan hareketle bir düzen inşa etmektir. Fakat bu, Ebû Hanîfe’yi açıklama yaklaşımı kuramsal olarak birtakım sorunları da açığa çıkarmıştır. Neticede bu kuramsal bakış açısıyla Ebû Hanîfe genel olarak ilgili çalışmalarda tarihsel bir sorun haline getirilmiştir. Nihayet bu çalışmada Ebû Hanîfe literatürü için tarihselci, sosyal olaya özgülüğü öne çıkaran, idiografik bir perspektif teklif edilmiştir. Bu çerçevede makale, makro yaklaşımların aksine her olayın kendi gerçekliğinde anlaşılmasını merkezine alan fenomenolojik bilgi sosyolojisine dikkat çekmiştir.

Keywords