Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2021)
Âyet Sayılarındaki İhtilafların Sûrelere Göre Tespiti
Abstract
Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in mûcizeliğine ve eşsizliğine birer delil olan âyet-i kerîmelerin, sûre içinde ve Kur’ân’ın tamamında var olan sayılarıyla ilgili farklı rakamlar dile getirilmiştir. Bu durum Ulûmu’l-Kur’ân konuları içinde, Kur’ân’ı Kerîm’e ziyâde ve noksanlık gibi tahrifatlara imkân vermeyecek bir şekilde kaideleri, esasları tespit edilen bir ilim olan Âddü’l-Ây başlığında, Hz. Peygamber’e, onun ashabına isnâdı sabit bir ilimle ele alınmıştır. Kur’ân harflerinin kelimelerinin, ayetlerinin ve sûrelerinin adedini irdeleyen bu ilimde, İslam âlimleri bu konuyu derinlemesine ele almışlar ve değişik görüşler dile getirmişlerdir. Genel kabule göre 6666 sayısı öne çıksa da bu doğru bir rakam değildir ve mevcut mushafta âyet sayısı 6236’dır.Âyet sayıları ile ilgili sahâbe, tâbiîn ve daha sonraki âlimler farklı görüşler belirtmişlerdir. Sahâbeden, Hz. Ali (öl. 40/661) (r.a.) 6236, Abdullah İbn Mes’ud (öl. 32/652) 6218, Ubey b. Ka’b (öl. 33/654) 6210 ve Abdullah İbn Abbas (öl. 68/687) da 6216 sayılarını vermişlerdir. Hz. Ali’nin (r.a.) vermiş olduğu sayı elimizdeki mushafta var olan sayı ile eşittir. Tâbiînden Sa’id b. Cübeyr (öl. 95/714) 6216, Muhammed İbn Sîrîn (öl. 110/729) 6216, Atâ İbn Ebî Rebâh (öl. 115/732) 6177, Humeyd et-Tavîl (öl. 142/759) 6212 rakamlarını vermişlerdir. Kırâat imamlarından da Medineliler 6217, Mekkeliler 6219, Basralılar 6205, Kûfeliler 6236, Şamlılar 6220 sayılarını vererek farklı görüşlerini bildirmişlerdir. 114 sûrenin tamamında ihtilaf olmayıp sadece 75 sûrede ihtilaf vardır. Bununla birlikte bazı sûrelerin âyet sayılarında bir tartışma söz konusu olmayıp, mevcut mushafla aynı olup sadece hangi âyetlerin müstakil olduğuyla ilgili bir tartışma söz konusudur.Farklı görüşlerin oluşmasında bazı nedenler vardır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Kur’ân öğretiminde veya meydana gelen bazı olaylarda açıklama yaparken yapmış olduğu tilâvetler, âyet sayılarındaki ihtilafın temel nedenlerinden biri sayılabilir. Çünkü bütün bunlarda Hz. Peygamber vakfedilecek yerleri de öğretiyordu. Zamanla Hz. Peygamber bazı âyetleri vasl ederek okuyordu. Bu duruma şahit olan sahabe birkaç âyetin birleştirilmesiyle yapılan bu uygulamayı tek âyet zannediyordu. Bunun neticesinde de sahabe rivâyetlerde farklı rakamlar bildirilmiş oluyordu. Sûrelerin başlarında bulunan besmelelerin ve Hurûf-u Mukattaa’ların müstakil bir âyet sayılıp sayılmaması da âyetlerin sayısı ile ilgili farklı görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu sebeplerin yanında elimizde bulunan Mushaflarda tek âyet olarak yer alan bazı âyetlerin birden fazla âyet sayılması veya tek olarak yer alan bazı âyetlerin birleştirilerek tek âyet sayılması da âyetlerin sayısı ile ilgili ihtilafın nedenlerindendir.Kırâat çalışmaları ilk asırlarda daha çok Mekke, Medîne, Kûfe, Basra ve Şam’da yoğunlaştığı için Kurrâ’dan bazıları bulundukları beldelerde meşhur olmuşlar ve bu beldelerin anılmasıyla akla gelir olmuşlardır. Âyet sayılarını değerlendirirken de kurrâların yerine bu şehirler zikredilmiştir. Medîne denilince Medeniyyü’l-Evvel, Medeniyyü’l-Ahîr; Hicaz denilince Medîne ve Mekke; Irak denilince Basra ve Kûfe; Haremiyyi denilince Medîne ve Mekke; Şam denilince de Dımeşk ve Hımsıyyi anlaşılmıştır. Ca‘berî ise “Hımsıyyi” ayrı bir ekol olarak kabul etmiştir.Âyetlerin sayısıyla ilgili ilk dönemlerden itibaren âlimlerimiz değişik eserler meydana getirmişlerdir. Bununla birlikte konuyla alakalı Ebû Amr ed-Dânî ve Burhâneddin el-Ca‘berî’nin yazmış olduğu eserler âlimlerimiz tarafından temel kaynak olarak kabul edimiş ve bu âlimlerin âyet sayıları ile ilgili görüşleri hep ön planda kalmıştır. Biz de bu makalemizde konumuzla ilgili yazılmış diğer eserlerden faydalanmakla beraber, bu alanda öne çıkan Dânî’nin “el-Beyân fî Âddi Âyi’l-Kur’ân”ını ve Ca‘berî’nin “Husnü’l-meded fî fenni’l-aded”ini dikkate alarak, âyet sayılarındaki ihtilafların sûre sûre değerlendiirmesini yapacağız ve ihtilaf edilen âyetleri tek tek belirteceğiz.
Keywords