Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Sep 2021)

BRINGING MINING RIGHTS AS CAPITALS TO THE TRADING COMPANIES FROM THE PERSPECTIVE OF VALUATIONS OF LICENSES

  • Taşkın Deniz YILDIZ,
  • Mustafa TOPALOĞLU

DOI
https://doi.org/10.16953/deusosbil.729746
Journal volume & issue
Vol. 23, no. 3
pp. 1123 – 1149

Abstract

Read online

ABSTRACT: It is an undeniable fact that mining rights are at an important economic level nowadays. Considering this characteristic, the Code is stipulated in the Turkish Commercial Code; "Mining licenses" and "other rights with an economic value like this" among the elements of property that can be brought as the same capital, allowing all mining rights to bring as a capital of the trading companies. In the No. 3213 Mining Law in effect, Article 6, the possession of mineral rights can only be recognized to commercial companies with real or legal personality. The prerequisite for mining rights to be undertaken as capital is the absence of any limited property right, seizure and interim injunction on it. In this respect, mining rights are valued by experts who will be appointed by the commercial courts. When the rights of mining are written as capital in the company's articles of incorporation, it is requested that the relevant rights holder apply the General Directorate of Mining and Petroleum Affairs (MAPEG) before the registration and annotate the mine register of the right of the relevant mine as capital. At this point, unlike the Code, the annotation/registration of the transfer process foreseen by the mandatory provision of the Mining Law should also be conducted. In this study, the process of bringing mineral rights as capital is analyzed, especially by emphasizing the perspective of valorization of licenses. In this way, it is aimed to help to conduct the aforementioned process within the mining license transfer in the minimum time and the actual monetary value. ÖZ: Günümüzde maden haklarının önemli derecede ekonomik değeri olduğu artık yadsınamaz bir gerçektir. Bu özelliği göz önünde bulunduran Kanun Koyucu Türk Ticaret Kanunu’nda; ayni sermaye olarak konulabilecek malvarlığı unsurları arasında “maden ruhsatnameleri” ve “bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar”ı da sayarak, tüm maden haklarının ticaret şirketlerine ayni sermaye olarak konulmasına imkân tanımıştır. Yürürlükteki 3213 sayılı Maden Kanunu, 6. maddesinde maden hakkı sahibi olabilme imkânını yalnızca gerçek ve tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerine tanımıştır. Maden haklarının sermaye olarak taahhüt edilebilmesi için ön şart, üzerinde herhangi bir sınırlı ayni hak, haciz ve tedbir bulunmamasıdır. Bu doğrultuda maden haklarına asliye ticaret mahkemeleri tarafından atanacak bilirkişilerce değer biçilir. Maden haklarının şirket esas sözleşmesine sermaye olarak yazılmasında, tescilden önce ilgili hak sahibi tarafından Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) başvurularak ilgili maden hakkının sermaye olarak konulduğunun maden siciline şerh verilmesi istenmelidir. Bu noktada - Türk Ticaret Kanunundan farklı olarak Maden Kanunu’nun emredici hükmü gereği- öngörülen devir işleminin şerh/tescili de gerçekleştirilmelidir. Bu çalışmada maden haklarının sermaye olarak getirilmesi süreci özellikle ruhsat değerlemesi bakış açısı vurgulanarak açıklanmıştır. Böylece maden ruhsat devri içerisinde söz konusu sürecin asgari zamanda ve ruhsatın gerçek parasal değerinde gerçekleşmesine yardımcı olunması hedeflenmiştir.

Keywords