Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Jun 2021)

Sirâcî’nin Şehzade Mustafa Mersiyeleri

  • Maruf Çakır

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.892994
Journal volume & issue
Vol. 4, no. 1
pp. 9 – 22

Abstract

Read online

Şehzade katli, Osmanlı tarihinin en dramatik ve en çok tartışılagelmiş konularından biridir. Tarih boyunca taht kavgaları birçok Türk devletinin zayıf düşmesine hatta bazılarının yıkılma-sına sebep olmuştur. Bu mücadelelerde ordu da yıpranmış, nice asker kaybedilmiştir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında da benzer sorunlar yaşanması Fatih Sultan Mehmed’i tedbir al-maya sevk etmiştir. Onun çıkarttığı meşhur “Teşkilat Kanunnamesi” ile birlikte “Nizam-ı âlem için kardeş katli münasip” görülmüştür. Bu tarihten sonra I. Ahmed dönemine kadar “devletin bekası için” neredeyse her padişah bu acı reçeteyi uygulamıştır. Bu süreçte 61 şehzade katli gerçekleşmiştir. 22 şehzade bilfiil isyan ettiği için katledilirken diğerleri mezkûr kanunnâmeye dayanılarak öldürülmüştür. Böylece taht mücadeleleri ile devletin zayıflaması engellenmiş ve bu mücadelelerde ölecek olan birçok masumun hayatı da kurtulmuştur. Dîvân şairleri, hemen hemen her konuda manzumeler yazarak fikir belirtmiş, övgü yahut yergileri ile olaylar veya kişiler hakkında re’yini ortaya koymuştur. Ancak şuarâ, devletin bekası ve nizam-ı âlem için katlanılan kardeş katli gibi bir trajedi karşısında sessiz kalmayı tercih etmiştir. Zira hanedan ailesi için hayli müşkil olan kardeş katli meselesini irdelemek hoş görülmemiş olsa gerektir. Öte yandan ulemânın cevaz verdiği, sultanın da ferman buyurduğu bir konuda yorum yapmak cesaret isteyen bir durumdur. Başta padişahlar olmak üzere devlet erkânının taltif ve himayeleri ile sanatlarını icra edebilen sanatkârların bu çekinceleri de aslında son derece makuldür. Kardeş katli karşısında şairlerin sessizliğinin en büyük istisnası ise Şehzade Mustafa’nın katlidir. 1553 yılında Kanûnî Sultan Süleyman’ın emri ile genç şehzadenin öldürülmesi, halk ve asker tarafın-dan büyük bir üzüntüyle karşılanmıştır. Kanûnî’nin Nahçivan seferi sırasında vuku bulan bu elim olay askerlerin ayaklanmasına sebep olmuştur. Olayın fâili olarak kabul edilen Rüstem Paşa’nın azledilmesi askerleri teskin etse de Yeniçeriler tarafından çok sevilen ve Kanûnî’den sonra tahta geçmesi beklenen maktul şehzadenin acısı tazeliğini uzun yıllar korumuştur. Bu üzüntünün bir yansıması olarak şairler de birçok mersiye kaleme almıştır. İdamın hemen ar-dından ilk olarak Taşlıcalı Yahya meşhur mersiyesini yazmıştır. Şehzade Mustafa’ya yazılan mersiyeler içinde en meşhuru olan bu manzume padişah, Hürrem Sultan ve Veziriazam Rüstem Paşa ile ilgili çok sert eleştiriler içermektedir. Belki son derece sanatkârane bir şekilde bu eleş-tirileri söz oyunlarıyla gizlediği için belki de padişahın şairlere karşı toleranslı tutumu netice-sinde şair idam yahut sürgün edilmemiştir. Çok sonraları Rüstem Paşa yeniden veziriazam olunca kendisini sürgün etmiştir. Padişahın, Taşlıcalı Yahya’ya herhangi bir yaptırımda bulun-maması, diğer şairlerin daha rahat hareket etmesine vesile olmuş, Şehzade Mustafa için başka mersiyeler de kaleme alınmıştır. Bu çalışmada, 16. yüzyıl şairlerinden Sirâcî tarafından Şehzade Mustafa için kaleme alınan üç mersiye incelenecektir. Günümüze kadar yapılan çeşitli çalışma-larda, maktul şehzade için kaleme alınan mersiyelerden on altı tanesi tespit edilebilmiştir. Ça-lışmamızda mercek altına alınan Sirâcî’ye ait üç mersiye ile bu sayı on dokuza ulaşmıştır. Ama-cımız sadece Şehzade Mustafa’ya yazılan mersiyelerin çokluğunu ortaya koymak olarak görül-memelidir. Zira mersiyelerde ölen kişinin fiziki ve rûhî vasıflarının yanı sıra yazıldıkları dö-nemle ilgili pek çok mühim ipucu da yer alabilir. Dolayısıyla Şehzade Mustafa’ya yazılan mer-siyeler edebî birer manzume olmanın dışında, Osmanlı tarihinde oldukça mühim bir o kadar da elim bu hadise karşısında reâyânın bakış açısını aksettiren birer tarihî vesika niteliğindedir. Ayrıca, çalışmamızda Sirâcî’nin Şehzade Mustafa’ya yazdığı şiirlerden hareketle, şehzadenin katlinin halk, askerler ve şairler arasında neden bu denli yankı uyandırdığı da tartışılacaktır.

Keywords