ARTS: Artuklu Sanat ve Beşeri Bilimler Dergisi (Sep 2022)

Sofra Sırları'nda Kadın Oluş

  • Derya Çetin

DOI
https://doi.org/10.46372/arts.1151985
Journal volume & issue
no. 8
pp. 296 – 313

Abstract

Read online

Bu çalışma; Gilles Deleuze ve Felix Guattari’nin kadın-oluş kavramıyla Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olan Ümit Ünal’ın Sofra Sırları adlı filmini ele almayı amaçlamaktadır. Çalışma, Sofra Sırları filminin moleküler kadın-oluşlar barındırdığı varsayımına dayanmaktadır. Dolayısıyla film, amaçsal örneklem yöntemiyle seçilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda öncelikle Deleuze ve Guattari’nin minör edebiyat kavramı ve oradan hareketle Deleuze’ün geliştirdiği minör sinema kavramına yer verilmekte ardından oluş ve kadın oluş kavramları irdelenmektedir. Ardından Sofra Sırları filmi “kaçış çizgileri ve yersizyurdsuzlaşma”, “özel alan-kamusal alan bulanıklığı” ve “kimliklerin çoğullaşması” başlıklarında çözümlenmektedir. Her türlü düzenlemenin yersizyurdsuzlaştırılma uçları anlamına gelen kaçış çizgileri filmde özellikle Neslihan üzerinde yoğunlaşır. Film, Neslihan’ın; kendisini kocasının hizmetine adamış, itaatkar, sessiz bir ev kadını hali ile planlı cinayetler işleyen, kendi istekleri doğrultusunda yaşayan hali arasında gidip gelmelerine dayanır. Neslihan’ın bazı tetikleyicilerle doğrusal bir dönüşüme girip sonunda bambaşka biri olma hikayesi değil de; terkedilmesi ve aldatıldığını öğrenmesiyle bir dönüşüme girmesi ama orada da kalamayıp tekrar eski haline dönmesi ve sonra tekrar cinayet işlemesinden oluşan bir döngünün sürekli kendisini tekrarlaması söz konusudur. Sonuç olarak Sofra Sırları filminde anlatıdaki hemen hemen bütün kadınların başlangıçta klişe bir kategori olarak kuruldukları ancak film boyunca moleküler ya da rizomatik bir kadın-oluş sürecine girdikleri söylenebilir.