Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (Jun 2022)

YOKSULLUK NAFAKASINDA SÜRE SORUNUNUN ANAYASAL VE MEDENİ HUKUK BOYUTUYLA TARTIŞILMASI VE BİR ÖNERİ OLARAK BOŞANMA TAZMİNATI

  • Nisa Özcan,
  • Seda Baş

DOI
https://doi.org/10.47136/asbuhfd.1059706
Journal volume & issue
Vol. 4, no. 1
pp. 328 – 383

Abstract

Read online

Türk Medeni Kanunu m. 175’te düzenlenen yoksulluk nafakası, boşanmanın mali sonuçları arasındadır ve bir bakım nafakası türüdür. TMK m. 175, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka talep edebileceği düzenlemesini içermektedir. Madde metnindeki “süresiz” tabiri öğretide tartışmalara neden olmuştur. Yargıtay, TMK m. 175’i emredici hüküm olarak yorumlamakta ve “süresizlik” hususunda hâkimin takdir yetkisi olmadığından hareketle kararlar vermektedir. Süresiz yoksulluk nafakası, TMK m. 175 hükmüne dayanmamaktadır. Hüküm hem lafzen hem amaca göre incelendiğinde, bu sonucun açıkça ortada olduğu anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilmesi içerisinde “sürekli kadın lehine” nafaka sorununu da barındırmaktadır. Süresiz nafaka, uygulamada gerek nafaka borçlusu gerek nafaka alacaklısı açısından birçok mağduriyete sebep olmaktadır. Bu kapsamda anayasal hakların ve medeni hukuk anlamında kişilik haklarının ihlali gündeme gelmektedir. Boşanarak birbirleriyle olan her türlü ilişkinin bir an önce sona erdirilmesini talep eden eski eşleri, yoksulluk nafakası aracılığıyla bir ömür boyu karşı karşıya getirmek hakkaniyete aykırıdır. Sözü geçen bu mağduriyetleri önleyebilmek üzere bir defaya mahsus ödenen ve tazminat niteliği taşıyan bir “boşanma tazminatı”nın gündeme getirilmesi gerekmektedir.

Keywords