Eskiyeni (Mar 2021)

Memlük Sultanı Berkuk Döneminde Mezâlim Davaları

  • Mehmet Fatih Yalçın

DOI
https://doi.org/10.37697/eskiyeni.810734
Journal volume & issue
no. 43
pp. 289 – 314

Abstract

Read online

Bu makalenin amacı, Berkuk döneminde halkın hangi konulardaki şikâyetlerini mezâlim mahkemesine taşıdığı, devlet ricâlinin halkla yaşadığı sorunları ve dava sonuçlarında verilen cezaları ortaya koymaktır. Eyyûbîlerin devlet teşkilatı geleneğini tevarüs eden Memlüklerde tarihçiliğin oldukça gelişmiş olması, her ne kadar mahkeme kayıtları elimizde olmasa da mezâlim davalarıyla ilgili çalışma imkânı sunmaktadır. Özellikle güçlü Memlük sultanları dönemlerinde mezâlime dair kayıtlarda artış olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Bunun önde gelen örneklerinden biri de Bahrî Memlükler dönemini sona erdirerek Burcî Memlükler dönemini başlattığı kabul edilen Sultan Berkuk dönemidir. Sultan Berkuk, selefleri gibi mezâlim oturumlarıyla yakından ilgilenmiş ve yaptığı iki düzenlemeyle de dikkat çekmiştir. Bu düzenlemelerden birincisi, mezâlim oturumlarının yapıldığı binanın değiştirilmesidir. 784 (1382) yılında tahta çıkan Berkuk, 789 (1387) yılına kadar Muhammed b. Kalavun döneminden beri kullanılan dârüladl binasında mezâlim oturumlarına başkanlık yapmış, ancak daha sonra el-Istablü’s-Sultânî’de söz konusu oturumlar tertip edilmeye başlanmıştır. Kaynaklar bu düzenlemenin neden yapıldığına dair bir bilgi aktarmamaktadır. Bununla birlikte yapılan düzenlemenin devlet ricâlini baskı altına aldığına dair değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Mekânda yapılan bu değişim, halkın daha kolay bir şekilde şikâyetlerini mahkemeye ulaştırmasına vesile olmuştu. Bu durum göz önüne alındığında, söz konusu düzenlemeyle sultanın devlet ricâlini kontrol altında tutmak ve onlara tahakküm etmek arzusunda olduğu akla gelmektedir. Ancak özellikle saray çevresinde görevli üst düzey rütbeli emîrler hakkında sadece bir mezâlim davası tespit edilmiştir. O da yargılama neticesinde beraat etmiştir. Bu dönemde mezâlimde yargılanan emîrler, çoğunlukla Kahire dışındaki bölgelerde görevli ve düşük rütbeliydi. Bununla birlikte ilmiye sınıfında durum biraz farklıdır. Öncelikle, hakkında mezâlim davası açılan ilmiye sınıfı mensuplarının biri hariç hepsinin bir görevi mevcuttu. Bunların önemli kısmının da Dımaşk Şâfiî kâdılkudâtlığı, Kahire Mâlikî kâdılkudât nâibliği, İskenderiye Mâlikî kâdılkudâtlığı, Siryakus hankahı şeyhüşşuyûhluğu ve Kavsun hankahı şeyhüşşuyûhluğu gibi adlî veya dinî üst düzey bir göreve sahip olduğu görülmektedir. Yargılama sonucu onların görevlerinden azledildiği de göz önüne alındığında, mezâlim oturumlarının halka daha açık hale getiren mekân değişikliğinin ilmiye sınıfına yönelik bir hamle olduğuna dair bir kanaat ortaya çıkmaktadır. Ancak burada akla gelen bir diğer husus, üst düzey ümerâ sınıfının halkla arasında iyi ilişkiler geliştirmeyi başararak mezâlim oturumlarının mekânına dair yapılan değişiklikten daha az etkilenmesidir. Yine ilmiye sınıfı aleyhine açılan davalarda ümerâyla iş birliğinin olup olmadığının da araştırılması, askerî sınıfın bu şekilde kontrol altında tutulduğunu düşündürmektedir.Berkuk’un mezâlim oturumlarına dair ikinci düzenlemesi oturum günlerinin değiştirilmesi olmuştur. Berkuk, on altı yıllık iktidarı boyunca oturumların günlerini üç kez değiştirmiştir. Kuruluşundan itibaren Memlüklerde mezâlim oturumlarının pazartesi ve perşembe günleri toplanması âdetti. Berkuk bunu pazar ve çarşamba günleri olarak değiştirmiştir. Bu ilk değişikliğin kesin tarihi bilinmemektedir. Daha sonra 797 (1395) yılından itibaren salı ve cumartesi günleri mahkeme toplanmıştır. Tarihçiler, Sultanın pazar ve çarşamba günlerini emîrlerle eğlenceye ayırması dolayısıyla böyle bir değişikliğe gittiğini belirtmektedirler. Yani onlara göre, mezâlim oturumlarından bir gün sonra Sultan, emîrlerle eğlenmek için bu şekilde bir tasarrufta bulunmuştur. Ancak bu izahât, yeterince mantıklı görünmemektedir. Üçüncü değişiklik ise salı ve cumartesi günlerine ilave yapılmak suretiyle cuma günü öğleden sonra oturumların düzenlemesi şeklindedir. Bu değişiklik sultanın iktidarının son yılına rastlamaktadır. Muhtemelen Sultan, halkla olan ilişkisini daha da artırmak amacıyla mezâlim oturumlarını üç güne çıkarmış olmalıdır. Berkuk döneminde tespit edilen yirmi iki davanın onu ilmiye, dokuzu askerî sınıf mensupları aleyhinedir. Geriye kalan üç dava da Hıristiyan asıllı mühtediler aleyhinedir.

Keywords