Cihannüma: Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi (Jul 2017)

Osmanlı Arkeolojisinin Tarihi: Arkeologların Kazmadığı Topraklar

  • Filiz Tütüncü Çağlar

DOI
https://doi.org/10.30517/cihannuma.332050
Journal volume & issue
Vol. 3, no. 1
pp. 109 – 122

Abstract

Read online

Osmanlı arkeolojisi tarihi henüz el değmemiş, bakir bir alan olarak durmaktadır. Mevcut çalışmalar konuya dair kapsamlı bir değerlendirmeden yoksun olup, hâlihazırda bu konuda benimsenen söylemlere eleştirel bir tarzda yaklaşımı gerekli kılmaktadır. Özellikle Osman Hamdi Bey’in müdürlüğe getirilmiş olduğu 1881 yılı ve sonrasını kapsayan döneme ilişkin Müze-i Hümayun’un tarihçesi hakkında Türkçe dilinde yazılmış geniş bir tarih literatürü bulunmakla birlikte, Türkiye’de arkeoloji alanında yürütülen çalışmalar bugüne dek, gerek pratik zorluklardan gerekse ideolojik sebeplerden ötürü, Cumhuriyet dönemi öncesindeki arkeoloji tarihine mesafeli kalmıştır. Dolayısıyla anılan dönem, doğal olarak arkeologlardan oldukça farklı yaklaşım ve ilgi alanlarına sahip olan tarihçilerin yön verdiği bir tarih alanı olagelmiştir. Bu alandaki tarihyazımı ise daha ziyade Osman Hamdi Bey’e ve onun Osmanlı topraklarında yer alan eski eserlerin korunması yönündeki çabalarına eğildiğinden, birçoğu arkeoloji alanında çok daha derin bilgiye ve teknik uzmanlığa sahip olan pek çok öncü isim ne yazık ki gölgede kalmıştır. Bu çalışma, Osmanlı arkeolojisini konu alan Türk tarihyazımında dikkat çeken başlıca sorunları gözler önüne sermeyi amaçlamakta ve alanda kullanılabilecek kaynakların ve irdelenebilecek çalışma konularının genişletilmesi yolunda bir adım atmaktadır. Türkiye’de arkeolojinin tarihi alanında anlamlı bir çalışma yürütülebilmesi için, tarih metodolojisine hâkimiyet ve arkeoloji alanına ait yöntem ve kuram bilgisinin yanı sıra, arşiv kaynaklarından yararlanabilmek açısından Osmanlı Türkçesi alanında belirli bir dil becerisine sahip olunması da gerekmektedir. Bu nedenledir ki, Osmanlı arkeoloji tarihine dair isabetli ve güvenilir bir eser ortaya koyabilmek için, arkeologların da bu konuya dâhil olması ve hem yazılı hem de arkeolojik kaynaklardan farklı verilerin bir araya getirilmesi elzem görünmektedir.

Keywords