Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Jun 2024)

Beğavî’nin Meâlimü’t-Tenzîl İsimli Tefsirinde Rivâyet Kullanımı (Secde Sûresi Örneği)

  • Musa Erkaya,
  • Mustafa Beyaz

DOI
https://doi.org/10.58568/firatilahiyat.1450008
Journal volume & issue
Vol. 29, no. 1
pp. 33 – 49

Abstract

Read online

İslâm dininin iki temel kaynağından biri olan sünnet, nakil yolu ile günümüze kadar ulaşmıştır. Kur’ân’ın ilk müfessiri olan Allah Rasûlü, ayetlerdeki kapalılıkları, nüzul sebebini ve bağlamını açıklamıştır. Zira onun tebliğ görevinin yanında, tebyîn görevi de bulunmaktadır. İşte bu sebeple sünnet de tıpkı Kur’ân gibi temel kaynak sayılmıştır. Kur’ân on dört asır önce tedrîcî olarak yirmi üç yılda nâzil olmuş, Hz. Peygamber’in yaşantısı ile hayata geçmiştir. O’nun ahirete irtihali ile birlikte ise Müslümanlar Kur’ân ve sünneti doğru anlayıp hayatlarına hâkim kılma çabası içerisine girmişlerdir. Bunun için büyük rihleler yapıp çeşitli eserler meydana getirmişlerdir. Bu eserlerin başında da tefsirler gelmektedir. Kur’ân ayetlerinin Hz. Peygamber, sahabe ve tâbiûn sözleriyle açıklandığı tefsirlere rivayet tefsirleri denmektedir. İşte Meâlimü’t-tenzîl de Beğavî (öl. 516/1122) tarafından bu metotla yazılan önemli bir tefsirdir. Büyük Selçukluların kuruluş ve yükseliş döneminde yaşamış olan Beğavî, Horasan bölgesinde Merverrûz ile Herat şehirleri arasındaki küçük bir kasaba olan Bağşur veya Bağ’da 433/1041 yılında doğmuştur. Buraya nisbetle de kendisine Beğavî denilmiştir. O, 516/1122 yılında Merverrûz’da vefat etmiştir. Çok iyi bir eğitim almış ve tefsir, hadis, fıkıh ve kıraat ilimlerinde eser vermiştir. Müellif, sekseni aşkın hocadan İslam âleminde Kütüb-i Sitte olarak tanınan eserler başta olmak üzere birçok hadis kitabını okumuştur. Ebû Ömer Abdülvâhid el-Melîhî’den (öl. 463/1071) Buhârî’nin el-Câmiu’s-sahîh’ini, Ebû Tâhir Ömer b. Abdilazîz’den (öl. 463/1071) Ebû Dâvud’un Sünen’ini, Ebu’l-Hasen Muhammed b. Muhammed ibn Saîd eş-Şîrezî’den (öl. ?) Mâlik b. Enes’in Muvatta’ını rivayet etmiştir. Öyle ki Meâlimü’t-tenzîl’in yanısıra Şerhu’s-sünne adlı eserinde naklettiği isnatlı rivayetlerin önemli bir kısmının adı geçen hocalarından dinlediği rivayetler olduğu görülmektedir. Beğavî’nin isnad bilgisi de üst düzeyde olup, naklettiği hadislerin senetlerini ve bu senetlerde yer alan râvilerin durumlarını çok iyi bilmektedir. O, rivâyet ettiği hadislerin senet tenkidini yapmasının yanı sıra sıhhat değerlendirmesinde bulunmuş ve bu konuda da kendisinin bir otorite olduğunu göstermiştir. Meâlimü’t-tenzîl, Beğavî’nin en tanınmış eseridir. Sözü edilen kitapta âyetleri merfu, mevkuf, maktu hadisler ile sonraki âlimlerden menkul âsâr ile açıklamaktadır. O’nun hadisçi kimliği ağır bastığından kendinden önceki tefsirlerde yer alan za¬yıf ve uydurma rivâyetleri tenkit etmiş¬tir. Ayetlerin tef¬sirinden önce sûre adını, âyet sayısını, Mekkî mi? Medenî mi? olduğunu ve hangi olay hakkında nazil olduğunu belirtmiştir. Âyetleri önce dilsel açıdan değerlendirmiş, sonra di¬ğer âyet ve hadislerle açıklamış, sahâbe ve tabiûn görüşlerinden istifade etmiştir. Ayrıca geniş bir şekilde kıraat vecihlerini izah etmiş, şâz kıraatleri zikretmiş, sarf ve nahiv tahlilleri yapmıştır. Âyetlerin tefsiri esnasında müellifin hadis alanındaki otori¬tesi açıkça görülmektedir. Eserde İsrâilî haberlere de yer vermekle birlikte, zaman zaman bunları tenkit süzgecinden ge¬çirerek bazılarını reddetmiştir. Makalede Secde Sûresinin tefsirinde müellifin rivayet kullanım yöntemi ve bu rivayetlerin sıhhat değerinin tespiti amaçlanmıştır. Bu bağlamda ilk önce Beğavî’nin hayatı ve tefsiri tanıtılmıştır. Daha sonra ise müellifin sûrenin tefsirini yaparken naklettiği 16 rivâyetin tahrîç ve sıhhat değerlendirmesi yapılmıştır. Rivâyetler başta müellifin hadis eserleri Şerhu’s-sünne ile Mesâbîhu’s-sünne’de akabinde ise diğer muteber hadis kitaplarında araştırılmıştır. Münekkid muhaddis ve muhakkiklerin kanaatlerinden yola çıkarak rivâyetlerin sıhhat değerleri ortaya konmuştur. Tespitlerimize göre 16 rivayetin 12’si isnatlı, 4’ü ise isnatsız olarak nakledilmiştir. Rivâyetlerin 12’sine Şerhu’s-sünne’sinde 9’una ise Mesâbîh’inde yer vermiştir. Geri kalan 4 rivâyet ise her iki eserinde de yer almamaktadır. Rivâyetlerin, içerisinde yer aldığı temel hadis kaynakları bakımından dağılımı ise şöyledir. 16 rivâyetten 15'i Kütüb-i Tis’a’da bulunmaktadır. Mezkûr rivayetlerden 5'ini Buhârî, 7’sini Müslim, 4’ünü Ebû Dâvûd, 6’sını Tirmizî, 2’sini Nesâî, 2'sini İbn Mâce, 1’ini Dârimî, 1'ini Mâlik b. Enes, 10'unu ise Ahmed b. Hanbel eserlerinde tahric etmişlerdir. Senedinin müntehâsı bakımından 1'i kudsî, 15'i ise merfû’dur. Sıhhat bakımından ise, 16 rivâyetin 3’ü müttefekun aleyh olmak üzere 10'u sahîh, 2’si hasen, 4’ü ise zayıftır.