Turcology Research (Jan 2024)
Kafkas Cephesi’nde Savaşan Osmanlı Askerlerinin Anılarında Turan İdeali (1914–1918)
Abstract
Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın ilk yıllarında Osmanlıcılık politikasıyla varlığını sürdürmeye çalıştı. Ancak 1912–1913 yıllarında Balkan Savaşı’nda yaşanılan yenilgi Osmanlı toplumunda büyük bir travmaya sebep oldu. Artık devletin geleceği için Osmanlıcılıktan çok Türkçülük politikası gerekli görülüyordu. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Turancı politika hayata geçirildi. Gelecekte varlığını devam ettirebilmek için büyük bir Türk kitlesine dayanmak isteyen Osmanlı Devleti, Kafkaslar ve Orta Asya’ya yöneldi. Ölüm, kalım savaşının verildiği bu dönemde Kafkas Cephesi’nde savaşan Osmanlı askerlerinin özellikle eğitimli kesimi Turancı görüşteydi. Turancılar için Rusya egemenliği altında esir olarak yaşayan Müslümanların kurtarılması ve buradaki Türk topluluklarıyla siyasal birlikteliğin kurulması kutsal bir vazife idi. Turan idealinde Türkçülük ve İslamcılık birlikte düşünülmekteydi. Türkçe konuşan Müslümanlar, Türk olarak kabul edilmekteydi. Türklerin önderliğinde Rus, İngiliz ve Fransız emperyalizminin sömürdüğü Orta Doğu ve Asya Müslümanlarının özgürlüğü hedeflenmekteydi. Birinci Dünya Savaşı’yla ilgili tartışmalı birçok konu Turancılık politikasıyla yakından ilgilidir. Örneğin Sarıkamış yenilgisi Enver Paşa’nın Turancılığına bağlanmaktadır. Bir diğer basmakalıp yargı ise Kafkas Cephesinde müttefik Almanya’nın menfaatleri doğrultusunda savaşıldığıdır. Turan idealiyle ilgili olarak ileri sürülen bir diğer iddia ise Hristiyan toplumunu hedef aldığıdır. Kimi yazarlara göre Osmanlı Türkleri Kafkasya’daki Türklerle birleşebilmek için kendilerine engel olarak gördükleri Ermeni ve diğer Hristiyan toplumları yok etmek istemişlerdir. Bundan dolayı Turancılık politikasının anlaşılması yakın dönem Türk ve dünya tarihi açısından önem arz etmektedir. Esasen anılarda da açıkça ortaya konulduğu gibi sadece Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa’nın Turancı olmadığını, bu görüşün daha geniş kitlelerce benimsendiğini ifade etmek yanlış olmayacaktır. Ayrıca Kafkas Cephesi’nin açılmasında Alman menfaatlerinden çok Türk subaylarının kararlarının daha baskın olduğunu ifade etmek gerekir. Anılarda kurulması düşünülen Turan İmparatorluğu’nda Hristiyanların da yer alacakları, onların milli haklarına saygı duyulacağı net bir şekilde ortaya koyulmaktadır.
Keywords