Eskiyeni (Mar 2021)

William James’in Mistik Tecrübe Tahlili Fenomenolojik mi Yoksa Felsefi midir?

  • Betül Akdemir-süleyman

DOI
https://doi.org/10.37697/eskiyeni.857680
Journal volume & issue
no. 43
pp. 213 – 236

Abstract

Read online

Mistik tecrübe kavramı bugün Mutlak, Tanrı, Hiçlik, Boşluk gibi farklı biçimlerde isimlen-dirilen Nihai Gerçeklik ile saf, dolaysız bir birleşme tecrübesi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama görece yenidir, zira kavram, yaklaşık 19. yüzyıla kadar Hristiyan azizleri tara-fından “dini hakikatlere ulaşma” anlamında kullanılmaktadır. 19. yüzyılda mistik tecrübe psikosomatik hastalıklarla ilişkilendirilmis ve mistikler, sapkın dini hareketlerin bir par-çası olarak görülmüştür. Ancak 20 yüzyıla gelindiğinde, mistik tecrübenin evrensel bir fenomen olduğunu ve bir fenomen olması bakımından dinden bağımsız olarak ele alınıp anlaşılabileceğini savunan çalışmalar ortaya çıkmıştır. Şüphesiz William James (1842-1910), hastalık hali olarak kabul edilen mistik tecrübenin aslında insanlık tecrübesinin değerli bir unsuru olduğunu iddia ederek bu tartışmalara önemli bir katkı sağlayan öncü bir filozoftur. Materyalist doğa anlayışının hâkim olduğu ve dinin bilimle çelişiği kabul edildiği bir dönemde James, en bilinen eserlerinden biri olan The Varieties of Religious Expe-rience: A Study in Human Nature (Dinsel Deneyimin Çeşitleri: İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme) İnsanlık kitabında, doğalcılıkla çelişmeyen mistik tecrübeye dayalı bireysel bir din fikrini temellendirir. Bu temellendirme mistik tecrübenin nesnel/fenomenolojik tahliline daya-nır.James, Dinsel Deneyimin Çeşitleri’nde çeşitli mistik tecrübe anlatılarını bir fenomen olarak ele alıp, inceler. James'in birinci elden mistik tecrübeler üzerinden yaptığı bu inceleme iki aşama içerir: Önce mistik tecrübenin dört ortak niteliğini belirleyerek bu ortak nitelikler üzerinden bir tipoloji oluşturur. Buna göre mistik bilinç durumunun dört niteliği, ifade edilemezlik, anlamsal nitelik, kısa süreli olma ve pasifliktir. James, bu dört özelliğiyle mistik tecrübeyi Görünmeyen Düzen’in mistik bilinci olarak görür. Ardından James Gö-rünmeyen Düzen’in mistik bilinci olan tecrübeyle ilgili üç sonuca varır: 1. Tecrübe onu deneyimleyen için gerçektir. 2. Deneyimlemeyen üzerinde bir yetkisi yoktur. 3. Bu tecrü-beler doğaüstünün varlığının açık kanıtlarıdır. James’in çalışması mistik tecrübenin felse-fenin konuları arasına girmesi ve tecrübeyi doğaüstünün kanıtı olarak göstermesi bakı-mından oldukça önemli görülmüştür. Bununla birlikte, James’in düşüncelerine bütünlüklü bir şekilde bakıldığında, onun felsefesinde mistik tecrübenin özel bir rolünün olduğu orta-ya çıkar. Bu bağlamda bu çalışmada, James’in mistik tecrübe tahlili konu edinilecektir.Çalışmanın amacı James’in mistik tecrübeye ilişkin açıklamalarının onun felsefesiyle nasıl ilişkilendiğini irdelemektir. Bu itibarla makalenin ana iddiası, James’in mistik tecrübe araştırmasında işaret ettiği gibi fenomene dayalı nesnel bir soruşturma yürütmediği bunun yerine kendi felsefi dizgesi bağlamında mistik tecrübenin felsefi bir açıklamasını sunduğudur. Bu amaçla makale girişle birlikte üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda, James’in Dinsel Deneyimin Çeşitleri’ni yazana kadar geçirdiği düşünce serüveni, bilinç çalış-maları, radikal ampirizmi geliştirmesi, pragmatizmi benimsemesi ve din çalışmalarına yönelmesi üzerinden ele alınacaktır. İkinci kısımda, mistik tecrübeye ilişkin düşüncelerine ve ulaştığı sonuçlara mümkün olduğunca James’in takip ettiği yöntemle yer verilecektir. Son kısımda ise, mistik tecrübenin asli özelliklerinin belirlenmesinde, “bilinç tecrübesi” olarak tanımlanmasında, dini tecrübenin kaynağı olarak konumlandırılmasında ve söz konusu tecrübenin sonuçlarının yorumlanmasında James’in kendi düşüncelerinin nasıl belirleyici olduğu gösterilecektir. Böylece mistik tecrübenin söz konusu yorumunun, her ne kadar fenomenin anlaşılma çabası olması bakımından önemli olsa da, fenomenin kendi iç dinamiklerini kuşatan bir teori olmak yerine aslında James’in kendi din felsefe-sinin bir yorumu olduğu anlaşılacaktır. Sonuç olarak, bu çalışmayla James’in mistik tecrü-beyi özel bir anlam ve referansta kullandığı, bu kullanımda tecrübenin Tanrı’yla, Mut-lak’la ya da ruhla ilgili olmadığı ve dolayısıyla tecrübenin nesnel, entelektüel bir nitelik barındırmadığı, tecrübeye dayalı dinin de bütünüyle psikolojik ve bireysel karakterli oldu-ğu açığa çıkacaktır.

Keywords