Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2018)
Delilik Oyunu: Bir Homo Ludens Olarak Hikmet Benol
Abstract
Bu çalışma, gerçek ile kurgu arasındaki ilişkiyi Oğuz Atay’ın “Tehlikeli Oyunlar” adlı metnine atıfta bulunarak eleştirel bir bakış açısı ile ele almaktadır. Makale, yaşam gerçekliğini bir metnin kurgusundan kesin olarak ayıramayacağımız fikrine dikkat çekmektedir. Dolayısıyla, metnin temelinde gerçeklik ve kurgu ayrımının eleştirisi vardır. Johan Huizinga’nın oyun oynayan insan anlamına gelen homo ludens kavramı, bu noktada kritik bir hususa işaret eder. Homo ludens, oyun oynayarak gerçekliği kendi başına yaratan insandır. Gerçekliğin yaratılması, onun (gerçekliğin) özsel olmayan mahiyetini ifade etmektedir. Bu nedenle gerçeklik, aslında kurgudan ayrılamaz olan şeklinde tanımlanabilir. Çalışmanın temel amaçlarından biri, Oğuz Atay’ın “Tehlikeli Oyunlar”ının ana karakteri olan Hikmet Benol aracılığıyla gerçeklik-oyun, gerçeklik-anlatı, oyun-ciddiyet, logos-kaos gibi çeşitli ikili karşıtlıkların eleştirisini vermektir. Bilindiği gibi, bu tür ikili karşıtlıklar -Martin Heidegger’in ve Jacques Derrida’nın ifadesiyle- mevcudiyet metafiziğinin unsurlarıdır. Mevcudiyet metafiziği kavramı, Platon’dan bu yana süregelen Batı düşünce geleneğinin bir tür yorumudur. Bu yorum, beraberinde metafizik Batı düşünce geleneğinin eleştirisi fikrini getirmektedir. Çalışmada, bahsi geçen eleştirinin akıl, delilik ve oyun bağlamına odaklanılmıştır. Oğuz Atay’ın romanlarında ve öykülerinde sıklıkla anormal, topluma yabancılaşmış ve yalnızlaşmış karakterlere rastlanmaktadır. Oğuz Atay’dan bahsedilirken ilk akla gelen metin “Tutunamayanlar” olsa da, en tutunamayan, en deli, en aykırı karakteri “Tehlikeli Ouynlar”daki Hikmet Benol’dur. Bu bağlamda, Atay, belirli normlara uymama, logos düzenine karşıt olma ve günlük yaşamdaki normallerden ayrı olma yoluyla oyunu ve deliliği kullanmaktadır. Burada, Hikmet Benol’un yaşadığı temel sorun olarak varoluş/varolma ve bireyselleş(eme)me sorunlarını ortaya koymak suretiyle, ironinin ve alaycı düşüncenin, varlığın, ölümün/intiharın merkezi rolünü tartışmak amaçlanmıştır. Böylece çalışmada, oyunun kurmacalığının önemi ve delilik mefhumunun a/normalliği, eleştirel bir hayat felsefesi gözetilerek tartışılmaktadır.
Keywords