Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Dec 2022)

Kentlileşme ve Dini-Kültürel Değişme Bağlamında Bazı Dini Pratikler

  • Muhammet Talha Sağlam

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.1161040
Journal volume & issue
Vol. 5, no. 2
pp. 318 – 339

Abstract

Read online

Kentlileşme, sosyal değişmenin hızını ve niteliğini büyük ölçüde artırmıştır. Sanayi Devrimiyle birlikte kentler, kır nüfusunu çekerek yoğun ve kalabalık yerleşim birimleri haline gelmiştir. Yeni kent sakinleri, üretim ve tüketim ilişkileri, sahip oldukları kültür ve kendilerini bağlayan ahlaki ilkeler açısından önemli değişimler yaşamışlardır. Gelişmiş ülkelerin, Sanayi Devriminin hemen sonrasında yaşadığı bu değişimleri Türkiye, 20. yüzyılın ikinci yarısı itibarıyla tecrübe etmeye başlamıştır. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük kentlere istikrarlı göç hareketleri gerçekleşmiş ve buralarda yaşayan nüfus hızla artmıştır. Böylece kentlerde farklı yaşam tarzları, yeni insan ilişkileri ve kültürler görülmeye başlamıştır. İletişim araçlarında meydana gelen gelişmeler ise gerçekleşen değişim üzerinde çarpan etkisi oluşturmuştur. Tüm bunlar kültürle yakın ilişki içinde olan din kurumunu da önemli ölçüde etkilemiştir. Pek çok boyuta sahip olan bu etki çalışmamızda daha spesifik şekilde ele alınmıştır. Kentlileşme sürecinde yaşanan sosyal ve dini değişimin bazı dini pratikler üzerindeki etkisine, din-kültür ilişkisi bağlamında odaklanılmıştır. Çalışma nitel araştırma yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Örneklem olarak Bursa’nın Belenören köyünden kent merkezine göç eden aileler seçilmiştir. Kentlileşme sürecini izleyebilmek için her ailenin üç neslini temsil eden toplam 42 kişiyle görüşülmüştür. Araştırma verilerinin toplanmasında yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Görüşme sonucunda elde edilen veriler, içerik analizine tabi tutulmuştur. Diğer taraftan kültür ile din-kültür ve kentlileşme ilişkisine dair literatür taranmıştır. Elinizdeki araştırma şu üç temel soru üzerinde şekillenmiştir. 1) Din ile kültür arasındaki ilişki nedir? 2) Kentlileşmenin getirdiği değişim, kültürü ve dini etkilemekte midir? 3) Kentlileşme sürecinde yaşanan dini ve kültürel değişim bazı dini pratiklerin uygulanmasına yansımakta mıdır? Çalışma kapsamında katılımcılara, başta inanç ve ibadete dair olmak üzere pek çok soru yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların oruç, kurban ve mevlid pratiklerine diğer dini pratiklere göre daha fazla önem verdikleri görülmüştür. Makalede anılan her bir dini pratik müstakil bir başlık altında ele alınmıştır. Özellikle bu üç pratiğe verilen önem katılımcıların namaz kılma durumlarıyla kıyaslanmıştır. Buna göre gündelik hayatlarının merkezine dini koymayan ve dini pratikleri yerine getirme eğilimi taşımayan katılımcıların bile büyük ölçüde oruç tuttukları görülmüştür. Halihazırda beş vakit namaz kılan bazı katılımcıların namaz kılmadıkları ve bazı dini yasakları önemsemedikleri dönemlerde dahi oruç tuttuklarını belirtmeleri elde edilen bu kanaati destekler niteliktedir. Netice itibarıyla oruç pratiği ve bununla ilintili olarak Ramazan ayı, her nesilden katılımcılar için önemini korumaya devam etmektedir. Orucun ardından kurban pratiği ele alınmıştır. Pek çok inanç ve kültürde önemli bir yere sahip olan kurban pratiğine eski Türk inanç ve geleneklerinde de son derece önem atfedilmektedir. Türkler Müslüman olduktan sonra ise bu önem İslam’ın koyduğu sınırlar çerçevesinde varlığını devam ettirmiştir. Kurban Bayramı vesilesiyle yaşanan toplumsal coşku ve yardımlaşma ise kurban pratiğine atfedilen önemi artırmıştır. Tüm bunlar her üç nesilden katılımcıların da kurban pratiğine son derece önem atfetmelerine sebep olmaktadır. Kentlileşmeyle birlikte kurban pratiğinin uygulanışında da farklılaşmalar görülmektedir. Kentlileşen katılımcılar kurbanlarını bizzat kendileri kesmek yerine bu işi profesyonel kasaplara veya sivil toplum kuruluşlarının ve dini grupların organizasyonlarına bırakmaktadır. Son olarak mevlid pratiği ele alınmıştır. Mevlid merasimleri Türk halkının dini ve kültürel hayatında önemli bir yere sahiptir. Katılımcılarla yapılan görüşmeler mevlid merasimlerine atfedilen önemin devam ekmekle birlikte önemli ölçüde aşındığını göstermektedir. Kentlileşme sürecinde formel din eğitimi alan veya dini gruplarla temas halinde olan katılımcıların mevlid pratiğine önem atfetmedikleri söylenebilir. Buna karşın mevlid merasimleri, geleneksel din algısına sahip olan ve dindar bir profil çizmeyip hayatlarının merkezine dini yerleştirmeyen katılımcıların dini hayatlarında hala önemli bir yer tutmaktadır. Neticede kentlileşmenin yaşam tarzı, zihniyet yapısı ve kültür üzerinde meydana getirdiği değişim ve dönüşüm, dini algılama ve yaşama biçimini de etkilemektedir. Üç farklı neslin, ele alınan üç dini pratiğe atfettikleri önem ve bu pratikleri uygulama biçimlerindeki farklılık bu etkiyi göstermektedir.

Keywords