Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Feb 2011)

Sylvia Plath’in Mona Lisa Gülümsemesi: Çarpıtılmış Gerçekliğin Yıkımı

  • Esin Kumlu

Journal volume & issue
no. 25
pp. 173 – 182

Abstract

Read online

Eserleri ve kimliği adeta bir fantezi ve mite dönüştürülen Amerikan şair ve yazar Sylvia Plath, edebiyat dünyasıtarafından “deli dahi” olarak damgalanmıştır. Dolayısıile Sylvia Plath ismi şizofreni, delilik, travma ve belirsizilik ile özdeşleşmektedir ve sadece yaşamıdeğil eserleri de “Plath miti’nin” anahtar kelimeleri olarak adlandırılabilinecek bu kavramlar üzerinden okunmaktadır. Oysa okuyucuya Mona Lisa’nın ünlü tarif edilemeyen gülümsemesini andıran ve belirsizlikler üzerine kurulu gibi görünen bu karmaşık durum objektif bir lens aracılığıile incelendiğinde okuyucu tamamiyle farklıbir tablo ile karşılaştırmaktadır çünkü Plath’in eserlerinde ısrarla vurguladığıve eleştirmelerin otobiografik olarak yorumladığımutluluk ve mutsuzlukla örülü gel gitler yazarın şizofrenik algılama biçemini değil Soğuk Savaşsöyleminin sonucu olan hayatın ta kendisini yansıtmaktadır. Dolayısıile eserleri de sadece Plath’in hayatınıdeğil Soğuk Savaşdöneminin sosyal, politik ve psikolojik travmalarınıyaşayan tüm bireyleri yansıtmaktadır. Bu çalışmada bu güne kadar Plath üzerine yazılan eserlerin ve yazara yöneltilen eleştirilerin merkezine yerleştirilen “delilik” üzerine kurgulanmışsenaryoların karşısında Plath’in politik söylemini merkeze alan bir görüşsunulmaktadır. Plath’in politik duruşu ve eserlerinin yaratım süreci Amerikan Soğuk Savaşsöylemlerine paralel olarak incelemekte ve entellektüel bir kadın kimliğinin ve bu kimliğin sonucu olan eserlerin kültürel bir ikona dönüştürülme adına ne denli çarpıtıldığıvurgulanmaktadır. Bu güne kadar Sylvia Plath üzerine yazılan pek çok eserde göze çarpan kadın yaratıcılığının ilham kaynağıolarak niteldirilen şizofrenik dünya, Soğuk Savaşdönemi yazılan eserlerin incelenmesi ile bir kurgulamayıaçığa çıkarmaktadır. Sonuç olarak Plath’in deliliğin sonucu olarak olarak ortaya çıktığıiddia edilen eserleri yapay kültürel ikonlar yaratma adına feda edilen eserlere dönüştürülmektedir. Öte yandan Plath’in eserlerinin edebi gücü feda edilen kadın yaratıcılığını ısrarla vurgulamakta ve dönemin tarihsel gerçeklerine ışık tutmaktadır.

Keywords