Yönetim ve Organizasyon Araştırmaları Dergisi (Apr 2017)
Davranış Araştırmalarında Kuram, Ölçüm ve Analiz Yöntemi Birlikteliğinin Önemi: Birey-Örgüt Uyumu Üzerine Ampirik Bir Çalışma
Abstract
Bilimsel araştırmanın değişkenler arasında istatiksel ilişkiler bulmaya indirgenerek değişkenlerin yansıttığı kavramlar ve kuramsal arka planın göz ardı edilmesi, davranış bilimleri alanında gözlenen en önemli sorunlardandır. Bu çalışmada, farklı kavramsallaştırma ve ölçüm araçlarının hızla çoğaldığı birey-örgüt uyumu yazını bir vaka olarak incelenmektedir. Çalışmanın amacı doğrultusunda birey-örgüt uyumuna ilişkin farklı kavramsallaştırma (atomistik, moleküler ve molar) ve ölçüm yaklaşımlarını (korelasyon, fark ve polinomiyal regresyon) içeren iki ayrı araştırma tasarlanmıştır. Çok düzeyli atomistik ve moleküler yaklaşım çerçevesinde birey-örgüt uyumu ölçümü yapılan ilk araştırmanın verileri, bir çokuluslu imalat işletmesinde toplam 295 kişiden oluşan iki ayrı örneklemden toplanmıştır. Birey-örgüt uyumunun tek düzeyli atomistik ve molar yaklaşım temelinde ölçüldüğü ikinci araştırmanın örneklemi ise bir süpermarket zincirinde çalışan 93 kişiden oluşmaktadır. İlgili yazında birey-örgüt uyumu ile ilişkilendirilen örgütsel özdeşleşme, örgütsel vatandaşlık davranışı ve örgütten ayrılma niyeti bağımlı değişkenler olarak analizlere dahil edilmiştir. Sonuçlar, birey-örgüt uyumunun bağımlı değişkenler üzerindeki etkilerinin araştırmacının kavramsallaştırma, ölçüm ve analiz yöntemi tercihlerine bağlı olarak farklılaştığını ve kuram-ölçüm-analiz yöntemi arasında doğru bir eşleşme kurgulanmadığı sürece bulguların gerçeğe ulaşma açısından tartışmalı olacağını ampirik olarak göstermektedir. İkinci araştırmanın bulguları ayrıca, polinomiyal regresyon yönteminin değişkenler arası ilişki örüntüsünü ortaya koymak açısından diğer yöntemlere göre daha üstün olduğu savını desteklemektedir. Davranış çalışmalarında kuram-ölçüm-analiz yöntemi birlikteliğinin önemi kuramsal ve pratik sonuçlar açısından tartışılmıştır. Reducing scientific inquiry to identifying statistically significant relationships among variables while the common disregard for the underlying theoretical and conceptual foundation is one of the most important problems in organizational behavior research. In this study we investigated the person-organization fit literature as a case that can be characterized by proliferation of conceptualizations and operationalizatons. To that end, two separate studies that employed different operationalization of person-organization fit construct (atomistic vs. molecular vs. molar) and method of analysis (correlation vs. difference vs. polynomial regression) were designed. For the first study, where person-organization fit was measured via cross-level atomistic and molecular fit approaches, we collected data from a total of 295 individuals in two separate samples in a multinational manufacturing company. For the second study, where single-level atomistic and molar fit approaches were used, the sample consisted of 93 individuals working for a supermarket chain. Organizational identification, organizational citizenship behavior, and turnover intention were chosen as dependent variables given their proposed relationship with person-organization fit in the literature. Results empirically demonstrated that choices with regard to conceptualization, operationalization and analysis may alter the findings and misalignment between these components may render the findings questionable in terms of explaining the phenomenon under investigation. Moreover, the findings of the second study provided supporting evidence that polynomial regression analysis has advantages over other methods in terms of identifying more sophisticated network of relationships between fit and other variables. Theoretical and practical implications of the importance of alignment between theory, operationalization, and analysis in organizational behavior studies are discussed.