Cukurova Medical Journal (Sep 2020)
Presistolik dalga ankilozan spondilitte subklinik sol ventrikül diyastolik disfonksiyonu için bir belirteç olabilir mi?
Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, ankilozan spondilit hastalarında diyastolik disfonksiyonun saptanmasında presistolik dalganın önemini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Kesitsel çalışmamıza 59 hasta ve 65 sağlıklı kontrol dahil edildi. Ankilozan Spondilit Hastalığı Aktivite Skoru, Bath Ankilozan Spondilit Metrology indeks, Maastricht Ankilozan Spondilit Entesit Skoru ve Bath Ankilozan Spondilit Fonksiyonel İndeksi değerlendirildi. Doppler doku görüntüleme ve presistolik dalga ölçümleri yapıldı.Bulgular: Hastaların % 37.3'ünde ve kontrol grubunun % 16.9'unda olmak üzere tüm çalışma popülasyonunun% 26.6'sında presistolik dalga saptandı. Hasta ve kontrol grupları presistolik dalganın varlığına veya yokluğuna göre iki gruba ayrıldığında; miyokardiyal performans indeksi, transmitral E dalga hızı, E/A oranı, sol ventrikül çıkış yolu velositesi ve septal e 'dalga hızı, her iki grupta da presiktolik dalgası olanlarda istatistiksel olarak anlamlı oranda farklıydı. Tek değişkenli modelde, yüksek c-reaktif protein seviyesi, artmış BASMI ve BASFI skorları ve artmış miyokard performans indeksi, ankilozan spondilit hastalarında presistolik dalga varlığı için risk faktörü olarak belirlenmiştir.Sonuç: Ekokardiyografik incelemede presistolik dalganın varlığı, ankilozan spondilit hastalarında prognostik önemi olan sol ventrikül diyastolik fonksiyonu hakkında önemli bilgiler sağlayabilir.
Keywords