Turkish Academic Research Review (Dec 2021)

İsrâiloğullarıyla İlgili İki Âyet Grubunun (Bakara Sûresi 40-44 ve 67-73) Kur’ân’ın İletişim Üslûbu Açısından İncelenmesi

  • Murat Özokudan,
  • Eyüp Yaka

DOI
https://doi.org/10.30622/tarr.1030718
Journal volume & issue
Vol. 6, no. 5
pp. 1648 – 1671

Abstract

Read online

Yüce Allah, insanlara iletmek istediği mesajları vahiy yoluyla ve yine insanlardan seçtiği elçileri vasıtasıyla bildirmiştir. Bu bakımdan Kur’ân, ontolojik açıdan farklı iki varlık arasında cereyan eden bir iletişimdir. Bilgilerin, düşüncelerin ve duyguların anlamlarında uzlaşılmış simgeler aracılığıyla biriktirilip aktarılması şeklinde tanımlanan iletişim kavramı, çeşitli unsurların etkili olduğu, sistemli yürütülmesi gereken, kimi zaman ise öngörülemez ve kaçınılmaz olan kompleks bir süreci ifade etmektedir. Nüzul döneminde itikâdî, sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan farklı insan gruplarına seslenen Kur’ân, muhatabının mizacını, karakterini ve psikolojik durumunu göz önünde bulundurarak kaotik bir görüntü arz etmeyecek şekilde pek çok metot kullanmıştır. Kur’ân’ın hitâp ettiği gruplardan biri olan İsrâiloğulları; inatçı tabiatları, kelimeleri bağlamından koparma alışkanlıkları (tahrif) ve kalplerinin katılığı ile tebarüz etmişlerdir. Bu bağlamda İsrâiloğullarıyla ilgili ayetlerin iletişim odaklı incelenmesi, Kur’ân’ın ferdi (kendine özgü) iletişim üslûbunu ortaya koymada yardımcı olacak önemli bir çalışma olarak görünmektedir. Bu makalede, söz konusu iki ayet grubunun satır aralarından elde edilen veriler analiz edilerek Kur’ân’ın iletişim üslûbuna dair kısmi bir tasavvur oluşturulması amaçlanmıştır. Mezkûr amaç doğrultusunda öncelikle Kur’ân’ın mahiyetine dair bilgiler verilmiş, İsrîailoğulları’nın Kur’ân’da yer alan karakteristik özellikleri ele alınmış; sonrasında ise araştırma konusu olan ayetlerde bulunan üslûp enstrümanları tespit edilerek bunların Kur’ân’ın bütünüyle olan irtibatı kurulmaya çalışılmıştır. Söz konusu ayet grublarının incelenmesi neticesinde muhataba saygı duyma, muhatabın dikkatini çekme, mesajın muhatabı etkileyecek şekilde sunulması, akıl ve duyguların bileşkesi şeklinde yaratılan muhatabın (insanın) hem aklına hem de gönlüne hitap etme gibi ilke ve metotlar Kur’ân’ın iletişim üslubunun mümeyyiz vasıfları olarak ön plana çıkmaktadır. Üslûbü’l-Kur’ân içerisinde dengeli bir şekilde yer alan bu ilke ve metotlar yüce Allah’ın insanla kurduğu iletişime verdiği değeri de yansıtmaktadır. Muhatap konumunda olan insan ne kadar inatçı ve ön yargılı olsa da yüce Allah çeşitli metotlar kullanarak onun dikkatini çekmiş ve iletişim ortamının akamete uğramasına izin vermemiştir.