Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Jun 2018)

Tüketim Dinamikleri Ölçeği: Kurumsal Din Eğitimi Almış Bireylerde Tüketim Eğilimleri

  • Abdullah İnce,
  • Tuğba Erultunca,
  • Seyra Kılıçsal,
  • Aykut Turan

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.377688
Journal volume & issue
Vol. 22, no. 1
pp. 63 – 92

Abstract

Read online

Türkiye, 1980’den itibaren ithal ikameci ekonomi modelinden dışa açılma olarak ifade edilen yeni bir ekonomi modeline geçmiştir. Uygulamaya konulan neoliberal politikalarla birlikte küresel ekonomiyle bütünleşme sürecine girilmiştir. Bu eklemlenme dindarları da etkilemiş, dindarların gelirleri artmış, tüketim davranışlarında değişiklikler olmuştur. Öte yandan medya başta olmak üzere bazı taşıyıcı unsurlar, tüketim kodlarının farklı kesimlere ulaşmasını sağlamıştır. Bu süreçte ortaya çıkan yeni değerler, bireylerin tüketim eğilimlerinde de dönüşümlere sebep olmuştur. Bu çalışmada, dindarların tüketim eğilimlerini tespit etmek ve ne yönde değiştirdiğini ortaya çıkarmak amacıyla “Tüketim Dinamikleri Ölçeği” (TDÖ) geliştirilmiştir. Çalışmada nicel araştırma yaklaşımı benimsenmiş ve yüz yüze anket tekniğiyle veriler toplanmıştır. Örnekleme dâhil olan bireyler kota örnekleme ile seçilmiştir. Bu çalışmada literatür taraması, uzman görüşüne başvurma, akademisyenlerle yapılan beyin fırtınası ve gözlemler sonucunda bir ifade havuzu oluşturulmuştur. Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik analizi SPSS programı aracılığıyla farklı istatistikler kullanılarak yapılmıştır. İzlenen aşamalar sonucunda 16 madde ve 3 boyuttan oluşan ölçeğin boyutları “gösterişçi tüketim”, “savurgan tüketim” ve “dini öncelikli tüketim” olarak adlandırılmıştır. Özet: Tüketim tarihi ve sosyolojisi alanında yapılan ilk çalışmalar Marx, Weber, Veblen ve Simmel’in çalışmalarıdır. Bu çalışmalarda tüketim olgusu üretim sürecinin bir parçası ve tüketim kalıpları da sınıf konumunun bir özelliği olarak ele alınmıştır. Tüketim olgusu daha sonra eleştirel yaklaşım içinde (Frankfurt Okulu) yer alan Adorno, Max Horkheimer, Herbert Marcuse ve Erich Fromm’un teorilerinde ele alınmıştır. Frankfurt Okulu teorisyenleri toplumsal yapının bireyleri tüketime nasıl yönlendirdiğini analiz etmişlerdir. 1970’li yıllardan sonra tüketim olgusunun anlamında bir takım değişmeler olmuştur. Tüketimin değişen anlamı üzerine Jean Baudrillard, Mike Featherstone, George Ritzer, Zygmunt Bauman’ın çalışmaları mevcuttur. Modern tüketim olgusunun İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıktığına ilişkin yaygın bir kanaat vardır. Savaş sonrası tercih edilen Keynesyen ekonomi politikaları ve fordist üretim tarzı sonucunda Amerika’da başlayan bu süreç, diğer Batılı ülkelere yayılmıştır. 1950’li ve 60’lı yıllarda kitlesel tüketim Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra İngiltere ve daha sonra Avrupa’nın diğer ülkelerinde çok yoksul olanlar dışındaki bütün gruplar arasında gelişmeye başlamıştır. 1970’li ve 80’li yıllarda tüketim, bireylerin kimlik duygusunu oluşturan olgularla bütünleşmiştir. Türkiye’de ise, 1980’den itibaren ithal ikameci ekonomi modelinden dışa açılma olarak ifade edilen yeni bir ekonomi modeline geçilmiştir. Uygulamaya konulan neoliberal politikalarla birlikte küresel ekonomiyle bütünleşme sürecine girilmiştir. Bu eklemlenmenin etkisi dışında kalamayan dindarların da gelirleri artmış, toplumsal değişmeyle birlikte tüketim davranışlarında değişiklikler olmuştur. Öte yandan medya başta olmak üzere bazı taşıyıcı unsurlar, tüketim kodlarının farklı kesimlere ulaşmasını sağlamıştır. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte oluşan etki, yeni toplumsal kesimleri ortaya çıkarmış ve bu kesime ait değerler dönemin kültürel özelliği olarak ön plana çıkmıştır. Bu süreçte ortaya çıkan yeni değerler, bireylerin tüketim eğilimlerinde de dönüşümlere sebep olmuştur. Bu makalede toplumsal dönüşüm sonucu dindarların tüketim eğilimlerinin mevcut durumunu tespit etmek ve ne yönde değiştiğini ortaya çıkarmak amacıyla “Tüketim Dinamikleri Ölçeği” (TDÖ) geliştirilmiştir. Ölçekler araştırmacıların, bireylerin herhangi bir konu hakkında ne hissettiğini ya da düşündüğünü ölçmeyi hedeflediği durumlarda sıklıkla kullanılır. Sosyal bilimlerde yer alan farklı ölçekler mevcuttur. Thurstone, Likert, Guttman ve Bogardus’un ölçekleri yaygın olarak kullanılan ölçekler arasındadır. Bu çalışmada amaç ve kapsam doğrultusunda Likert tipi ölçek hazırlanmıştır. Çalışmada birinci pilot uygulama sürecinde 5’li Likert tipi ölçek, ikinci pilot uygulama ve veri toplama sürecinde 10’lu Likert tipi ölçek kullanılmıştır. Literatürde bireylerin kurumsal din eğitimi almış tüketim eğilimlerinin altında yatan dinamikleri ortaya çıkarmak için yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmada nicel araştırma yaklaşımı benimsenmiş ve yüz yüze anket tekniğiyle veriler toplanmıştır. Ölçek geliştirme çalışması 2016 yılı Ağustos ayından başlayarak yaklaşık altı aylık bir süre almıştır. Bu kapsamda %3 hata payı ile 516 kişiye ulaşılması yeterlidir ancak 600 kişiye anket uygulanmış, geçersiz anketler araştırma dışında bırakılarak örneklem sayısı 563 olmuştur. Örnekleme dâhil olan bireyler kota örnekleme ile seçilmiştir. Bu çalışmada literatür taraması, uzman görüşüne başvurma, akademisyenlerle yapılan beyin fırtınası ve gözlemlerimiz sonucunda bir ifade havuzu oluşturulmuştur. İlk aşamada 93 maddelik soru havuzu değerlendirme sonrasında 49 maddeye indirilmiş, daha sonra bazı sorular birleştirilmiş ve yakın anlama gelen sorular çıkarılarak soru formu 30 madde ile pilot uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Çalışmada iki pilot uygulama gerçekleştirilmesi uygun görülmüştür. Birinci pilot uygulama kapsamında 47 kişiye ulaşılmış ve 30 soruluk 5’li Likert tipi anket uygulanmıştır. İkinci pilot uygulamada 57 soruluk 10’lu Likert tipi anket formu, 54 bireye uygulanmıştır. Pilot çalışma sonrasında veriler Spss 20,0 sürümü kullanılarak analiz edilmiş ve 32 soruluk nihai anket formu oluşturulmuştur. Çalışmada elde edilen verilerin yeterliğinin saptanması için Kaisser-Meyer-Olkin (KMO) testi ve değişkenler arasında bir ilişkinin var olup olmadığını belirlemek için Barlett küresellik testinden yararlanılmıştır. 563 katılımcıdan oluşan örneklem için yapılan analiz sonucunda, Barlett Küresellik testi’nin istatistiksel olarak anlamlı olduğu (3358,808, p=0,000) ve KMO testi sonucu (KMO=0,812) hesaplanmıştır. Çalışmada exploratory faktör analizi sonucunda madde yükleri ,40’dan daha küçük olan değerler ölçekten çıkarılmıştır. Böylelikle 29 sorudan oluşan 8 faktörlü bir yapı ortaya çıkmıştır. Ölçeğin boyutlarına ilişkin güvenirlik analizi Cronbach Alfa kat sayısı tekniğiyle ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Güvenirlik analizleri sonucunda ,60 ve altı değer alan faktör grupları ölçekten çıkarılmıştır. İzlenen aşamalar sonucunda 16 madde ve 3 boyuttan oluşan ölçeğin boyutları “gösterişçi tüketim”, “savurgan tüketim” ve “dini öncelikli tüketim” olarak adlandırılmıştır. Faktör1’de yer alan sorularda “lüks, marka, moda, statü” vurguları “gösterişçi tüketim” isminin verilmesine, Faktör 2 için ise “ daha fazla alışveriş-alışveriş isteği, ihtiyaç dışı alma, reklam ve vitrin” vurguları bu faktörü “savurgan tüketim” olarak isimlendirilmesine, Faktör 3 için de “dini hassasiyet-referans” vurguları da bu faktörün “dini öncelikli tüketim” olarak adlandırılmasına sebep olmuştur. Yapılan analizler sonucunda ölçümün geçerli ve güvenilir olduğu ispatlanmıştır. Bu açıdan çalışmanın literatüre önemli bir katkısının olacağı düşünülmektedir.

Keywords