Turkish Academic Research Review (Dec 2023)

Ebu'l-Hasan el-Eş‘arî (ö.324/935)’nin Makâlâtü'l-İslâmiyyîn Adlı Eserinde Şiî Fırkalar ve İmâmet Kavramı

  • Meder Duıshebaev,
  • Ömer Faruk Teber

DOI
https://doi.org/10.30622/tarr.1361257
Journal volume & issue
Vol. 8, no. 4
pp. 1502 – 1514

Abstract

Read online

İslâm tarihinde teşekkül eden pek çok itikadî ve siyasî mezhepler ile söz konusu mezheplerin teşekkül süreçleri, öne çıkan alimleri, görüşleri, kavramları ve müntesipleri hakkında da çeşitli eserler kaleme alınmıştır. Söz konusu eserleri telif eden müellifler arasında Ebu’l-Hasan el-Eş‘arî’nin çok önemli bir yeri vardır. Mezheplerin ve fırkaların doğru anlaşılması açısından Eş‘arî’nin Makâlât’ı İslam Mezhepleri Tarihi araştırmacıları için en önemli ve değerli eserlerden biridir. Zira müellifin, kendisinden önceki makâlât yazarlarının mezhepleri açıklarken yapılmaması gereken hatalar yaptıklarını belirterek ve eserini yazarken böyle bir yanlış davranış sergilemeyeceğinin sözünü vererek kendisini sınırlandırması, tarihte sıkça görülebilecek metodik bir yaklaşım değildir. Çalışmamızda İslam düşünce tarihinde iz bırakan mezheplerden biri olan Şiîlikte önem verilen itikadî ve siyasî fırkalar ile onlara atfedilen kavramlar Eş‘arî’nin Makâlâtu’l-İslâmiyyîn ve İhtilâfu’l-Musallîn adlı eseri merkeze alınarak incelenmiştir. Kavramların insan zihniyetine doğru bir şekilde yerleştirildiği ve kullanıldığı durumlar büyük bir öneme sahiptir. İlk oluşum süreçlerinde ve sonraki dönemlerde de kavramların doğru bir şekilde kullanılabilmesi ve doğru anlaşılması, onların tarihsel süreç ve bağlarının bilinmesine bağlıdır. Nitekim başta siyasî olan bir kavramın tarihsel süreç içerisinde itikadî bir nitelik kazanarak kavram karmaşası ortaya çıkartabilmektedir. Kavram karmaşasının hakim olduğu bir ortam ise temelsiz fikrî tartışmalara hatta fiilî çatışmalara yol açabilmektedir. Günümüz Müslümanlarının, İslam dünyasının geçmişinde olduğu gibi dinî alan (itikadi meseleler) ile siyasî alanı birbirinden ayırma konusundaki zorlukları hâlâ aşamadığı, yeni sorunların ürettiği anlayış farklılıklarını tolere edebilecek anlayış genişliğine sahip olmadığı görülmektedir. Bu bakımdan çalışmada söz konusu kavramların tarihsel süreçteki seyrinin açıklığa kavuşturulması amaçlanmıştır. Burada “Eş‘arî, adı geçen eserinde Şîa, Gâliyye, Râfıza, Zeydiyye ve imâmet kavramların nasıl kullanmıştır?” sorusuna cevap aramak ve söz konusu kavramların ihtiva ettiği lügat anlamları ile terim manalarını yer, zaman ve tarihsel süreçler dikkate alınarak incelenmeye çalışılmıştır.