Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Jun 2003)
KARASULARININ SINIRLARININ TESPİTİ VE İÇ SULARIN HUKUKİ REJİMİ
Abstract
Bir devletin kara ülkesine bitişik olan deniz kısmı da o devletin ülkesinden sayılır. Devletin ülkesinin kara, hava ve deniz kısımlarından oluştuğu bilinen bir gerçektir. Devletin ülkesi üzerinde, idari, siyasi ve hukuki hakimiyeti ve hükümranlığı tamdır. Bir devletin en önemli deniz ülkesi, o devletin kara ülkesine bitişik olan içsular ve karasularıdır. Bunların yanında devlet, Bitişik Bölge, Kıt’a Sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge, Derin Deniz Yatağı, ve Açık Deniz’de de sınırlı yetkilere sahiptir. İçsular bir devletin kara ülkesi ile karasularının iç hududu arasında bulunan deniz kesimidir. Koylar, körfezler, limanlar, içdenizler ve demirleme yerleri içsulardan sayılmaktadır. İçsuların dış hududu, karasularının iç hududunu teşkil eder. Karasuları, içsuların dış hududunu teşkil eden esas hatlardan başlamak üzere milletlerarası hukukun bugün için tanıdığı azami 12 deniz mili mesafeye kadar uzanabilen kıyıya bitişik bir deniz sahasıdır. Devletin ülkesinin bir parçası sayılan deniz kısımlarının hudutlarının tespit edilmesi, milletlerarası seyrü sefer, iletişim, başta balıkçılık olmak üzere tabii kaynakların ve zenginliklerin kullanılması ve işletilmesi bakımından çok önemlidir. Karasularının iç ve dış sınırlarının tespitinde normal, tam ve takımadavâri (arşipélik) esas hatlar olmak üzere üç usul kabul edilmektedir. Normal esas hat kıyı boyunca uzanan en düşük cezir hattıdır. Bu, milletlerarası hukukta kabul edilmiş ve yerleşmiş olan bir kuraldır. Bu düz esas hat, girintili ve çıkıntılı kıyılarda uygun noktaların birleştirilmeleriyle elde edilen hattır. Yalnız birbirine karşı veya birbirine bitişik kıyısı olan devletler arasında, karasularının dış hududunun tespiti için yerleşmiş bir kaide yoktur. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz açısından deniz hukukunu bilmek çok hayati ve önemli bir mecburiyettir. İç sular devletin kara ülkesinden sayılmaktadır. Bu bakımdan kıyı devletinin içsularda idari, siyasi ve teşrî hakimiyeti tamdır. İslâm hukukunun temel kaynaklarında milletlerarası hukukun ortaya koyduğu kuralları olduğu gibi reddeden herhangi bir nassa rastlanılmamıştır. Aksine Türkiye hariç hemen hemen halkı Müslüman olan bütün devletler milletlerarası anlaşmaları onaylamışlardır