Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2018)
Aşağılık Karmaşasına Hapsolmuş Bir İsim: Ahmet Haşim
Abstract
Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Ahmet Haşim, şair ve nasir kimliği ile edebiyat araştırmacılarının her dönem ilgisini çekmiştir. Annesinin yoğun sevgisi ve ilgisi altında geçen çocukluk yılları, İstanbul’a gelip Galatasaray Lisesi’ne başlamasının ardından yeni bir sosyal çevreye uyum sağlama sürecinin sancıları, çirkinlik saplantısı, şairin kendisi için olduğu kadar edebiyat araştırmacıları için de zengin bir malzeme yığını oluşturmaktadır. Nitekim Haşim’in aile ortamı ve ergenlik yıllarındaki duygusal zorlanmaları, onun hem yaşamında hem de düzyazı ve şiirlerinde derin izler bırakmıştır. Bu izlerin tespit edilebilmesi için Viyanalı psikiyatrist Alfred Adler’in aşağılık karmaşası kavramından yararlanılmıştır. Sözü edilen kavram aracılığıyla hem sanatçının kişiliğine hem de eserlerine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Aslında her insanda, var olmanın sonucunda ortaya çıkan eksiklik duygusu; kişinin becerileriyle, yapabildikleriyle bir motivasyon kaynağına dönüşmezse aşağılık kompleksi halini alır. Kişi, kendisini değersiz ve yetersiz hisseder. Bu duygudan kurtulabilmek içinse öfke, kibir, hırs, gurur gibi saldırganca tavırlar geliştirir veya kendisini ayrıcalıklı hissedebilmek için insanlardan kaçar. Çocukluğunu annesinin koruyucu sevgisi ile babasının mesafeli tavrı arasında geçiren Haşim aşağılık duygusundan bir türlü kurtulamaz, çünkü babası tarafından ihmal edilmiş, annesi tarafından ise abartılı bir sevgi ve ilgiyle büyütülmüştür. Bunun sonucunda kendisini üstün hissedebilmek için saldırganca davranışlar geliştirmiş ve insanlardan uzaklaşmıştır. Bu çalışmada, Ahmet Haşim’in hayatından ve eserlerinden hareketle ondaki aşağılık kompleksinin nedenleri ve görünümleri tespit edilmeye çalışılmıştır.
Keywords