Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Jun 2021)

Kur’ân-ı Kerîm’de 'Zamîru’ş-Şe’n ve’l-Kıssa' Üslûbu ve Meâllere Yansıması

  • Servet Demirbaş

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.892096
Journal volume & issue
Vol. 4, no. 1
pp. 41 – 60

Abstract

Read online

Bu çalışmada Arap dilinde ve belagatinde çok önemli işlevleri olan zamir-i şe’n ve zamir-i kıssanın Kur’ân-ı Kerîm’de nasıl kullanıldığı ve manasının Türkçe meâllere ne şekilde aktarıldığı farklı meâllerden karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Bu konunun gramer ve belâgat yönleriyle araştırılması ve meâllerdeki yansımalarının izinin sürülmesi, Kur’ân-ı Kerîm’in edebî üslûbunu anlamaya katkı sunacağı gibi meâllerin mahiyetini kavramaya da yardımcı olacaktır. Zamirler bütün dillerin en önemli unsurlarından biridir. Her dilde olduğu gibi Arap dilinde de zamirlerin işlevi çok yönlüdür. Özellikle gâib zamirlerinin kullanımı ve bunların merci‘ini tespit etmek büyük önem arz etmektedir. Dil bilimcilerin “zamîru’ş-şe’n ve’l-kıssa” diye isim verdikleri zamir türü de gâib zamiri olduğu halde gerek kullanım gerekse ifade ettiği anlam açısından diğer gâib zamirlerinden farklılık göstermektedir. Birinci şahıs/mütekellim ve ikinci şahıs/muhatap zamirlerinin kullanımı ve taşıdıkları manalar çok fazla karışıklığa sebep olmadan bilindiği için bu iki tür zamirin kullanımında herhangi bir tartışma söz konusu değildir. Üçüncü şahıs/gâib zamirlerinin kullanımı ve merci‘lerinin tespiti bazı durumlarda problemli olduğu için müfessirler arasında zahirî ihtilaflara sebep olmuştur. Bu itibarla gâib zamirlerinin hangi isme râci‘ olduğunu bilmek, Kur’ân-ı Kerîm’i hem Arapça nazmından hem de Türkçe meâllerinden anlamaya yardımcı olacaktır. Gâib zamirleri kategorisinde yer alan zamir-i şe’n ve zamir-i kıssa diğer gâib zamirlerinden çok farklı bir konuma sahiptir. Genel olarak gâib zamirleri kendilerinden önce geçen lafız ya da manaya dönerken, zamir-i şe’n ve kıssa kendisinden önce geçen her hangi bir isme ya da manaya dönmeksizin anlamı kapalı olarak cümlenin başında yer alır. Zamirden kastedilen manayı anlayamayan muhatap, zamir-i şe’n ve kıssadan sonra söylenecek cümleyi merak ve iştiyakla beklemeye başlar. Böylece bütün dikkatler anlatılmak istenen konu üzerine yoğunlaştırılır. Dil bilimciler bu durumu “iphamdan sonra îzah” nüktesi olarak açıklamışlardır. Bu üslûpta anlatılmak istenen konu önce zamir-i şe’n ve kıssayla kapalı olarak söylenip muhatabın dikkati çekildikten sonra, asıl söylenmek istenen şey zamirden sonra gelen cümleyle açıklanır. Zamir-i şe’n ve kıssa sıradan olaylardan ziyade dikkat çekici, uyarıcı, önemli ve büyük hadiselerde kullanılır. Kur’ân-ı Kerîm’de zamir-i şe’n ve kıssanın yer aldığı ayetler daha çok muhatapları uyarma, sakındırma, bir şeye teşvik etme, yanlış inançtan vazgeçirme, tehdit ve nasihat etme, dikkat çekme gibi anlamları ihtiva etmektedir. Bu zamirler kendilerine yüklenen manaları ifade ederken daha çok manayı kuvvetlendiren tekit edatları ile geldikleri görülür. Kur’ân-ı Kerîm Arapça olarak indirilmiş olsa da onun hidayeti bütün insanlığa şamildir. Arapça dışında başka dillerle konuşan insanların da Kur’ân-ı Kerîm’i okuyarak onun dünya ve ahiret mutluluğuna sevk eden ilahi hikmetlerini öğrenmeye hakları vardır. Bu da ancak Kur’ân-ı Kerîm’in başka dillere çevirisiyle mümkündür. Meâl ve çeviri faaliyetleri yürütülürken Kur’ân-ı Kerîm’in ihtiva ettiği bu edebî üslûbu Türkçe’nin dil imkanları dâhilinde meâllere yansıtmak, Arapça bilmeyenlerin meâller vasıtasıyla Kur’ân-ı Kerîm’in ihtiva ettiği manaları anlamalarına yardımcı olacaktır. Meâl çalışması yapanların zamir-i şe’n ve zamir-i kıssa üslûbunu bütün yönleriyle hem gramer hem de belâgat açısından bilmeleri ve meâllere yansıtmaları Kur’ân-ı Kerîm’in îcâz ve i‘câzını anlamaya katkı sunacaktır. Bu çalışmada seçtiğimiz bazı meâllerde, içinde zamir-i şe’n ve zamir-i kıssa bulunan sınırlı sayıdaki ayetlerin çevirilerine baktığımız zaman çeviri yapanların genellikle bu zamir türünün ifade ettiği manaları meâllere yansıtmada başarılı olduklarını, bazı çevirmenlerin de bu konuda dikkatli olmadıkları görülmüştür. Muhatapların dikkatlerini çekmeye ve uyarmaya yönelik kullanılan zamir-i şe’n ve kıssa üslubuna meâllerde hakkının verilmesi önemlidir. Bu manaların meâllere tam olarak yansıtılmaması önemli problemler arasında yer almaktadır.

Keywords