Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Jun 2016)
Kadı Burhaneddin’in Düşünce Dünyasında Tasavvuf
Abstract
Fırtınalı bir yaşam sonucu elli dört yaşındayken 1358 yılında vefat eden Kadı Burhaneddin, savaştan savaşa koşmuş ve Anadolu beyleri arasında en faal isim olarak temayüz etmiştir. Bu özelliği nedeniyle kendisine “fetih babası” denilmiştir. Kadı Burhaneddin âlim, âdil, vakar sahibi, keskin zekâlı, yorgunluk ve sıkıntı nedir bilmeyen, bildiği doğruları söylemekten çekinmeyen bir tabiata sahiptir. Zevk ve sefaya düşkün olduğundan, şarap ve saz toplantılarından hoşlandığından bahsedilse de o, daha çok iyi kalpliliği, hoş meşrebi, bağışlayıcılığı, iyilikseverliği, neşeli tabiatı ve ulemaya yakınlığı ile tanınmaktadır. Hak uğruna verdiği mücadele ile temayüz etmiş, bu uğurda tehlikeleri göze almış, Allah yolunda sürekli infakta bulunmuştur. Ulemaya karşı oldukça yakın bir tavır sergilemiş ve onlarla sohbetten büyük bir zevk duymuştur. Haftada üç gün onlarla sohbetler düzenlemiş, yanına gelen âlimlere saygıda kusur etmemiş, halkına karşı adaletli ve şefkatli yönetim sergilemiştir. Kendisi ilmiye sınıfına mensup güçlü bir şahsiyettir. Kadılık vazifesinde bulunmuştur. O fıkhî donanımı kadar tasavvufî neşvesiyle de tanınmaktadır. Şiirlerindeki sembolik ifadeleri incelediğimizde onun rindmeşrep gibi gözüken pek çok beyitlerinin tasavvufî anlam derinliğine sahip olduğunu görmekteyiz. Kendisi bir sûfî olmamakla birlikte Kadı’n’n sûfîlere yakın ve tasavvufa yatkın bir isim olduğunu görmekteyiz.
Keywords