ULUM (Dec 2022)
Osmanlı İslâmcılık Düşüncesinde İki Öncü İsim: Muhammed Abduh ve Mehmet Âkif
Abstract
Hz. Peygamber’in Medine’de belirlediği ve vahye dayanan, akla güvenen ve ilimle gelişen medeniyet düşüncesinden uzaklaşan Müslümanlar, Batı karşısında, medeniyet alanında çağın gereklerine uygun düşünceler üretemeyince geriye düşmüştür. İslâm Medeniyetinin lokomotifi durumunda olan Osmanlı Devleti de değişen dünyaya göre kendini yenile(ye)meyince gerileme kaçınılmaz olmuştur. Geniş anlamda İslâm dünyasının dar anlamda ise Osmanlının bu durumuna dur demek ve tekrar ikbal günlerine ulaşması gayesiyle birtakım düşünce adamları büyük çabalar sarf etmeye başlamışlardır. Özellikle 19. yüzyılda İslâm coğrafyasının muhtelif bölgelerinde ortaya çıkan fikir adamları İslâm dünyasının ve Osmanlının kurtuluşu için bazı çözüm önerileri sunmuşlardır. Osmanlı’nın ve İslâm dünyasının kurtuluşu için ilk olarak 1870’lerde İslâmcılıkla başlayan düşünce akımları, Osmanlıcılık, Türkçülük, Batıcılık ve İttihad-ı İslâm’la devam etmiştir. 19. yüzyılda söz konusu düşünce akımlarının öncüleri olarak Cemaleddin Efgânî Muhammed Abduh, Tunuslu Hayreddin Paşa, Emir Şekip Arslan, Said Halim Paşa, Bediüzzaman Said Nursi, Eşref Edib ve Mehmet Âkif gibi dönemin fikir ve siyaset adamları ön plana çıkmıştır. Özellikle İslâmcılık ile bunun daha geniş ve birleştirici yönü olan İttihad-ı İslâm düşünceleri Osmanlı düşünce ve siyaset dünyasında büyük yer tutmuştur. İslâmcılık 19. ve 20. yüzyılda inanç, ibadet, ahlak başta olmak üzere hayatın her alanında İslâm’ı çağdaş yorumlarla hayata hâkim kılmayı hedeflemiştir. Yapılacak çalışmalar sonucunda da İslâm dünyasını Batı’nın sömürüsünden, sahih İslâmî geleneği yok eden modernizmin etkilerinden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtararak, medenileştirmeyi ve yeniden uygulanabilir bir düşünce dünyası kurmayı amaç edinmiştir. Bu doğrultuda siyasî, ilmî ve fikrî çalışmaları önceleyen söz konusu akımın öncüleri birçok teklif ve çözümler ortaya koymuşlardır. Ancak Osmanlı Devleti’nin kurumlarının çağın gerisinde kalması, kendisini yenileyememesi ve bünyesinde bulunan milletlerde ortaya çıkan bağımsızlık düşüncesi, yapılan çalışmaların akamete uğramasına engel olamamıştır. İslam dünyasının kurtuluşu için çok sayıda düşünce adamı, bu uğurda fikirlerini ortaya koymuşlardır. Bunlar arasında İslâmcılık/İttihâd-ı İslâm fikrine sahip olan Mısır coğrafyasında doğan ve Batıyı iyi tanıyan Muhammed Abduh hayatı boyunca İslâm’ın ve Müslümanların yücelmesi, Batı’nın etkisinden kurtulması için çalışmıştır. Anadolu coğrafyasında ise Mehmet Âkif Muhammed Abduh’un takipçisi olmuş ve yaşadığı Meşrutiyet, İttihad ve Terakki ile Cumhuriyet dönemlerinde İttihâd-ı İslam’la ilgili düşüncelerinden taviz vermemiştir. Bu iki şahsiyetin dinî, siyasî, sosyal ve özellikle kültürel alandaki çalışmalarıyla İslâmcılık/İttihâd-ı İslâm düşüncesinin ortaya çıkması, sistemleşmesi ve devam etmesi hususunda yaptıkları çabaların iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu vesile ile çalışmamızda İslâmcılık ve buna eklenen İttihad-ı İslâm akımı içerisinde İslâm coğrafyasının Mısır havzasında yetişen ve Batı’yı iyi tanıyan Muhammed Abduh ile Anadolu ve Balkanlar havzasında yetişen Mehmet Âkif’in görüşlerini mukayeseli olarak ortaya koymaya çalışacağız.
Keywords