Kader (Jun 2018)

İslâm Düşüncesinde Tanrı-Âlem (Birlik-Çokluk) İlişkisine Yönelik Temel Teoriler: Hudûs, Sudûr, Zuhûr

  • Fatma Aygün

DOI
https://doi.org/10.18317/kaderdergi.419598
Journal volume & issue
Vol. 16, no. 1
pp. 157 – 187

Abstract

Read online

Düşünebilen/akıl yürütebilen insanoğlu sadece etrafında cereyan eden tek tek olgu ve olaylarla değil, aynı zamanda topyekûn varlığın konumu ile de ilgilenmiştir. İşte bu bağlamda varlığın konumuna ve Tanrı-evren ilişkisine yönelik açıklamaları araştırdığımızda İslâm toplumunda, üç farklı teori ile karşılaşmaktayız. Müslüman kelâmcıların Tanrı-âlem ilişkisine yönelik açıklamaları hudûs, felsefecilerin sudûr, mutasavvıfların açıklamaları ise zuhûr teorisi olarak bilinmektedir. Kelâmcılar, hudûs teorisi ile görünen ve bilinen âlemden hareketle, bilinmeyen ve görünmeyen metafiziksel âleme yönelik değerlendirmelerde bulunmuşlar, "âlemin hâdis (sonradan ortaya çıktığını) olduğunu ve her hâdisin bir muhdise ihtiyaç duyduğunu" ilke olarak benimsemişlerdir. Onlar hudûs ilkesini temel alarak Allah'ın varlığına ilişkin deliller ortaya koymuşlar, Allah-âlem ilişkisini açıklamışlardır. İşte bu bağlamda filozoflar "birden ancak bir çıkar" ilkesini benimsemişler, sudur teorisi ile Mutlak Bir'den (Tanrı) çokluk olan âlemin çıkışını ve hiyerarşik bir düzen içinde âlemin konumunu yorumlamışlardır. Mutasavvıflar ise zuhûr teorisi ile âlemi Mutlak Varlık'ın bir görünümü, Mutlak Varlık'ın tecellisi olarak kabul etmişlerdir. Bizim bu çalışmadaki amacımız kozmik varlığın meydana gelişine ilişkin İslam düşüncesinde yer alan bu üç farklı teoriyi ele almak ve Tanrı-âlem (birlik-çokluk) ilişkisine yönelik söz konusu yorumların benzeşen veya ayrışan noktalarını tespit edebilmektir.

Keywords