Universal Journal of History and Culture (Oct 2019)

Miraslaştırma ve Anma Biçimlerinin Karanlık Yüzü: Kolektif Belleğin Bağlamından Koparılması

  • Tuğçe Gürleyen

Journal volume & issue
Vol. 1, no. 2
pp. 79 – 99

Abstract

Read online

Ölüm, felaket, terör ve savaşa tanıklık eden ve tartışmalı bir tarihe sahip olan karanlık alanlar, geçmişte deneyimlenmiş olsalar da; son yıllarda tarih, miras ve koruma çalışmalarının ilgi çekici konularından biri haline gelmiştir. Acı çekmenin ve ıstırabın hatırlanması yeni bir olgu olmamasına rağmen karanlık alanlara yapılan ziyaretlerin miras endüstrisine dâhil edilmesi ve yeni bir tüketim aracı olarak görülmesinin ardından beşeri coğrafya, şehircilik, kültürel çalışmalar ve psikoloji gibi farklı birçok disiplinin gündeminde yer almıştır. Karanlık miras endüstrisi büyümeye devam ederken, miraslaştırmanın kullanım sınırlarını belirleyen ve ahlaki zorlukları en aza indirgeyen yeni yönetim yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Her ne kadar, akademik yazın karanlık miras tüketimine odaklanmış olsa da (Lennon & Foley, 2000; Sharpley & Stone, 2009; Williams, 2007) daha geniş bir sosyo-kültürel ve etik çerçevenin oluşması gerekmektedir. Bu bağlamda, karanlık mirasınüretici ve tüketici güdülerine ve deneyimlerine odaklanan bu çalışma; miras değeri yüklenen (kolektif belleğin yenidenüretimi) ve miraslaştırılan alanların (kolektif belleğin bağlamından koparılması) ayrımını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma kapsamında ele alınan karanlık miras alanlarından Tarihi Ulucanlar Cezaevi (zulüm mirası); Çanakkale Şehitlik Abidesi (hüzün mirası) ve Madımak Oteli (utanç mirası) farklı motivasyonlara, içsel deneyim ve dürtülere, kolektif hafızaya bağlı olarak ahlaki bir boyutta değerlendirilmiştir. Karanlık miras yönetimi ve kolektif belleğin temsiliyeti tartışmalarında ortaya çıkan etik sorunlara aranan çözüm arayışı; hafıza ve miras politikalarının arakesitinde tartışmaya açılmıştır.

Keywords