Eskiyeni (Sep 2019)

Kendini ‘Dindar’ Olarak Tanımlayan Erkeklerin Kadının Çalışmasına Bakışı

  • Zekiye Demir

DOI
https://doi.org/10.5281/zenodo.3406410
Journal volume & issue
no. 39
pp. 323 – 346

Abstract

Read online

Cinsiyetler arası geleneksel iş bölümündeki kadının ev içi işlerden, erkeğin de ev dışı ve evi geçindirmeyi sağlayacak işlerden sorumlu olduğu anlayışı günümüzde kısmen geçerliliğini yitirmiştir. Zira kadınlar da artık hem maddi hem de manevi diyebileceğimiz kendini geliştirme, hayata katma değer katma gibi birçok sebeple ev dışı ve kazanç sağlayıcı işlerde çalışabilmektedir. Hatta çevremizde birçok bekâr erkek farklı saiklerle eş olarak çalışan kadın istemektedir. Bu geleneksel aile yapısındaki değişmeyi de gösterir. Geleneksel aile yapısı değişmiştir ancak geleneksel aileye, kadına bakış pek de değişmemiştir. Ayrıca bu bakışın dindar erkeklerde daha baskın olduğu görülmektedir. Bunu kadının çalışmasına ve ev içi sorumluluklarına bakışta görmek mümkündür. Bu çalışmadan çıkan sonuçlar da bunu teyit eder biçimdedir. Çalışmamız kapsamında erkeklerin kadının çalışmasına ve aile hayatı ile ilişkisine bakışı aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Erkeklerin Kadının Çalışmasına Bakışı1. İster dindar olsun ister olmasın erkeklerin çoğunluğu ‘çalışan kadın’ ifadesinden ‘bir işyerinde ücret karşılığı çalışan kadını’ anlamaktadır. Bu anlayış dindar erkeklerde dindar olmayanlara oranla daha çoktur.2. Eğitimle doğru orantılı olarak kadınların çalışma hayatına girişi gün geçtikçe artmaktadır. Bu artışın devamı ‘Kadınlar çalışma hayatı içinde daha çok yer almalıdır’ şeklinde bir temenniye dönüştüğünde dindar erkeklerin yarısı, dindar olmayan erkeklerin 1/5’i bu temenniye katılmamaktadır. 3. ‘Çalışan kadınlar çalışmayan kadınlardan daha mutlu’ olduğu görüşüne dindar erkeklerin yarısından fazlası katılmamaktadır. Yani onlara göre çalışan kadın çalışmayan kadından daha mutsuzdur. Dindar olmayan erkekler çalışan kadının mı, çalışmayan kadının mı daha mutlu olduğu konusunda net değildir. Çünkü ‘çalışan kadınların çalışmayan kadınlardan daha mutlu’ olduğu görüşüne katılanların ve katılmayanların oranları aynıdır. 4. Hem dindar erkeklerde hem de dindar olmayan erkeklerde ‘çalışma hayatında kadın işi, erkek işi diye bir ayrım’ olması gerektiği kanaatinde olanların oranı olmayanlardan daha yüksektir. Ancak dindar erkelerde bu oran dindar olmayan erkeklere göre daha yüksektir. 5. İster dindar olsun ister olmasın bütün erkeklerde ‘çalışma hayatına giren bir kadının dindarlığının zayıflamadığı’ kanaatine sahip olanların oranı olmayanlardan daha yüksektir. Ancak bu kanaat dindar olmayan erkeklerde daha yüksektir. 6. Kadınların çalışması toplumun bir kesimince uygun bulunmamakta, ancak bazı özel durumlarda çalışmasının uygun olacağı söylenmektedir. Bu özel durumlar kadının bakıma muhtaç çocuğunun olmaması ve evi geçindirecek bir erkeğin bulunmamasıdır. Ancak bu iki özel durumda kadın çalışabilir görüşünün birinci kısmına yani çocuğun olmaması durumunda çalışabilirliğine erkeklerin çoğunluğu karşı çıkmaktadır. Yani çocuk olsa da kadın çalışabilir demektedirler. Ancak evi geçindirecek erkeğin bulunmadığı durumda kadının çalışmasını uygun buluş çocuklu durumdan daha yüksektir. Bu geleneksel bir yapının da göstergesi sayılabilir. Ayrıca dindar erkeklerin yarısı evi geçindirecek erkek bulunmadığında ancak kadının çalışmasını uygun bulmaktadır. Bu da İslam dininin ev geçimini erkeğin sorumluğuna vermesinden kaynaklandığı için olmalıdır.Erkeklerin kadının çalışması ve ev hayatı ilişkisine bakışı. 1. Kadınlar ev ve iş hayatı arasında bazen birini diğerine öncelemek durumunda kalabilmektedir. Bu kadının tercihinden de toplumun kadından beklentisinden olabilir. Çünkü özellikle muhafazakâr kesimde kadının önceliğinin evi olması gerektiği yönünde kanaat vardır. Bunu bu çalışma da teyit etmiştir. Çalışmaya katılan erkeklere göre ‘Bir kadının önceliği evi olmalı, çalışma hayatı ondan sonra gelmelidir’ kanaati dindar erkeklerde çok yüksek düzeydedir. Her 5 dindar erkekten 4’ü, kadının önceliğinin evi olması çalışma hayatının ondan sonra gelmesi kanaatindedirler. Üstelik bu kanaatlerinde kesinlik düzeyi de (kesinlikle katılıyorum) oldukça yüksektir. Dindarlık düzeyi düştükçe bu kanaate katılım da düşmektedir.2. Dindar erkeklerin yarıdan çoğuna göre kadının çalışması hem eşi ile hem de çocukları ile ilişkisini olumsuz etkilemektedir. Eşin ve çocuğun olumsuz etkilenmesi kıyaslandığında çocuk daha çok etkilenmektedir. Dindar olmayan erkeklere gelince, onlar kadının çalışmasının eşi ile ilişkiyi olumsuz etkilediği kanaatine sahip değiller. Ama çocuk ile ilişkiyi olumsuz etkilediği düşüncesindedirler. 3. Kadınların çalışmasının kocaları ile ilişkisini olumsuz etkilediği görüşü vardır. Bu görüşte çalışan kadının kocasından ev işlerinde destek ya da paylaşım beklemesinden kaynaklanabilir. Zira toplumdaki geleneksel kodlarda, kadın çalışsa da ev işleri onun sorumluluğunda olmalıdır. Erkeklerden her grupta “Çalışan kadınların kocaları ev işlerinden eşit derecede sorumlu olmalı” düşüncesine katılım oranı katılmama oranından daha yüksektir. Ancak çalışan karı-koca arasında ev işlerinin eşit paylaşılması gerektiği düşüncesi dindar olmayan erkeklerde dindar olanlarla kıyaslandığında çok daha yüksektir. 4. Bu çalışma, kadının çalışması konusunda dindar olmayan erkeklerin dindar erkeklere oranla daha pozitif bir algıya sahip olduğunu göstermektedir.

Keywords