Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

Ulûmü’l-Hadîse Katkısı Bağlamında Müstahrec Türü Eserlerin Mahiyeti

  • İsa Onay

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.988031
Journal volume & issue
Vol. 25, no. 3
pp. 1319 – 1340

Abstract

Read online

Muhaddisler, hadislerin tespit ve muhafazası için göstermiş oldukları çabalarını müsned, mucem, sünen, musannef, cami‘ gibi çeşitli türde eser telif ederek ortaya koymuşlardır. Başta Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmâîl el-Buhârî’nin (öl. 256/870) ve Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc’ın (öl. 261/875) Sahihleri olmak üzere tasnifin altın çağındaki sahihler ve sünenler üzerine birtakım çalışmalar yapılmıştır. Müstedrek, müstahrec, zevâid, cem, ihtisar ve şerh temel hadis kaynakları üzerine yapılan çalışmalardandır. Üçüncü asırdan itibaren muhaddislerin telifine önem verdikleri müstahrec türü eserlerin, hadis usulü çalışmalarında sahih hadis konusuna bağlı olarak ele alındığı ve bazı faydalarına temas edildiği görülmektedir. Usul eserlerinde yer alan tanımlardan hareketle istihrâc, bir hadis kitabında yer alan rivayetlerin tarîklerinin başka bir âlim tarafından tespit edilmesidir. Ulaştığı tarîk ile müstahric bazen asıl kabul edilen eser sahibinin şeyhinde ya da daha yukarıda yer alan bir şeyhte hatta bazen bir sahabi de birleşir. Söz konusu eserlerde bazen müstahrec kavramı yerine el-muharrec, el-müsned, es-sahîh, es-sahîhu’l-muharrec, el-müsnedü’s-sahîh ve el-müsnedü’l-müstahrec gibi kullanımlar da görülmektedir. Müstehrecâtın ehl-i hadis indinde pek büyük kıymeti vardır sözleri hadisçiler nezdindeki değerini ortaya koymaktadır. Hadis ilmine dair önemli katkı sağladığı düşünülen müstahrec türüne âlimler değer vermişler, özellikle de hadis ilminin temeli (umdetü’l-ilm) kabul edilen Buhârî ve Müslim üzerine çalışmaları yoğunlaştırmışlardır. Muhaddislere göre herhangi bir rivâyet hakkında hüküm verebilmek için öncelikle o rivâyetin senedi ve ravileri hakkında bilgi sahibi olmak gereklidir. Aynı konuda birden fazla rivâyetin aktarılması hadis ilimlerine sağladığı katkılar göz önünde alındığında üzerinde durulması gereken bir konudur. Zira hadisin tespitinde, yorumlanmasında, muarız hadislerin tercih vb. hususlarda farklı tarîklerden geldiğinin bilinmesi rivayeti güçlendiren bir olgu olarak kabul edilmektedir. Müstahrec türü eserlerin öncelikli hedefi âlî isnadı elde etmek olsa da telif edilen eserlerde kayda değer oranda gerek müstakil gerekse asıldaki metne yapılan ziyadelerin yer aldığı görülmektedir. Ziyadelerin hükme tesir ettiği de göz önünde alındığında anlamın keşfi ve hükmün değişmesine katkısı açısından farklı tarîkleri ihtiva eden müstehracat türü eserler üzerinde durmaya değer bir konudur. Bu çalışmada müstahrecin mahiyeti, faydaları, müstahreclerin tür olarak değeri, senet ve metin açısından hadis ilmine katkısı ve ihtiva ettikleri ziyade hakkında bir değerlendirme yapılmıştır. Araştırmada müstahrec türü eserlerden seçilen rivayetlerin asıllar ile mukayesesi yanında, şerhlerde bu eserlerdeki rivâyetlerden istifade edilip edilmediği araştırılmıştır. Çalışmada hadis usulü eserleri yanında özellikle örneklerin seçiminde erken dönem bir eser olması ve şöhreti nedeniyle Ebû ‘Avâne Ya‘kup el-İsferâyînî’nin (öl. 316/929), Müsnedü’s-sahîhu’l-muharrec ‘alâ kitâbi Müslim b. el-Haccac adlı eseri dikkate alınarak bir kavram ve literatür olarak müstahrec üzerinde durulmuştur. Araştırma sonucunda hadislerin tariklerine vakıf olmanın, senet ve metinle ilgili önemli katkılar sunduğunu ve hadisçilerin de hadisin yorumunda söz konusu literatürde yer alan tariklere atıfta bulunduğunu söylemek mümkündür. Kısaca ifade etmek gerekirse garîbü’l-hadis, ihtilafu’l-hadis, müşkilü’l-hadis, ilelü’l-hadis, nasihü’l-hadis ve mensuhuhu, fıkhu’l-hadis gibi rivâyet ve dirayet ilimleri bağlamında hadisin tespit ve değerlendirilmesinde önemli bir katkı sunduğu görülmektedir. Söz konusu eserlerin faydalarına dair zikredilen her bir madde hadis ilminde kapsamlı inceleme ve araştırma sahasına sahiptir. Bütüncül yaklaşım tarzına ilişkin çalışmaların yapıldığı son dönem araştırmalarında kullanılan/teklif edilen metotların muhaddisler tarafından hadis ilim geleneğinde (kısmen senet farklılıklarına işaret ve şerhlerde) uygulandığı söylenebilir. Hadisçilerin de hadisin yorumunda söz konusu literatürde yer alan tariklere atıfta bulunduğunu söylemek mümkündür. Yapılan araştırma neticesinde, müstahrecteki rivâyetlerin lafız ve mana açısından asılları desteklediği hatta aslın itibarını arttırma gibi amacı görülmekle birlikte senet ve metinlerdeki değişiklik rivâyetlerin asıldan bağımsız değerlendirilmesi gerektiği fikrine sevk etmektedir. Müstahrece dair yapılan bu çalışma, söz konusu literatürün hadis ilimleri içindeki yerinin kapsamlı araştırmaların konusu olabileceğini göstermektedir.

Keywords