Eskiyeni (Sep 2020)

Muhammed b. İbrahim’in Manzûm Şir’atü’l-İslam Tercümesi (Şir’a-i Manzûm)

  • Necati İşler

DOI
https://doi.org/10.37697/eskiyeni.764234
Journal volume & issue
no. 41
pp. 775 – 812

Abstract

Read online

Muhammed b. İbrahim, 15 ve 16. yüzyıllarda yaşamış bir şairdir. Ulaşabildiğimiz tek eseri Şir’a-i Manzûm’dur. Bu eser, meşhur Hanefî âlimi İmâmzâde’nin (öl. 573/1177) Şir’atü’l-İslam adlı eserinden Türkçeye 911/1505 yılında tercüme edilmiştir. Şir’atü’l-İslam, Arapça olarak telif edilen bir ilmihal ve ahlâk kitabıdır. Bu eser, Osmanlı toplumu ve âlimleri arasında çok rağbet görmüştür. Bu makalemizin birinci bölümünde Şir’atü’l-İslam’ın şerh ve tercümeleri tanıtılmıştır. İkinci ve üçüncü bölümlerde ise Şir’a-i Manzûm’un muhteva incelemesi ve Muhammed b. İbrahim’in tercüme metodu yer al-maktadır. Türk Edebiyatı’nın en uzun manzum ilmihali olan Şir’a-i Manzûm 8442 beyit-ten oluşmaktadır. Mesnevî nazım şekliyle telif edilen eser, Sultân II. Bâyezîd’e (1481–1512) ithaf edilmiştir. Los Angeles nüshasının sonunda şairin Eceabatlı olduğu bilgisine yer verilmektedir. Türkçenin yanında Arapça ve Farsça ile de şiir yazabilen Muham-med b. İbrahim, müştak, müteradif ve cinasları eserinde ustalıkla kullanmıştır. Kaynak esere bağlı kalmakla birlikte kendi katkılarını da eserine yansıtmıştır. Dînî içerikli mesnevîler gurubuna giren Şir’a-i Manzûm’da birçok ayet ve hadisin de manzum ter-cümesi vardır.15. ve 16. yüzyıllar Türk Edebiyatı’nda mesnevî türünün altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde çok sayıda dinî-tasavvufî ve ahlâkî mesnevîler yazılmıştır. Muhammed b. İbrahim tarafından Şir’a-i Manzûm adıyla yapılan tercüme de bu mesnevîlerlerden biri-sidir. Şairin edebi şahsiyetiyle ilgili hiçbir kaynakta bilgi bulunmamaktadır. Edebi şah-siyeti ile ilgili makalemizde zikredilen bütün kanaatler Şir’a-i Manzûm’a dayanmaktadır. Muhammed b. İbrahim’in şiir kabiliyeti yanında iyi bir medrese tahsili de görmüş ol-duğu eserinden anlaşılmaktadır. Sade bir dile sahip olan Şir’a-i Manzûm, Eski Anadolu Türkçesi özelliklerini taşımaktadır. Eserin dili, döneminde yazılan dînî muhtevaya sa-hip diğer mesnevilere çok benzemektedir. Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ının, Yazıcıoğlu Mehmed’in Muhammediye’sinin, İbrahim Tennûri’nin Gülzâr-ı Ma’nevî’sinin, Hamdullah Hamdi’nin Mevlid’inin, Zaîfî’nin Mecma’u’l-Envâr’ının, Dâvud-ı Halvetî’nin Gülşen-i Tevhid’inin dil özelliklerini Şir’a-i Manzûm’da da görebiliriz. Dînî-didaktik bir eser olması hasebiyle mütercim, mümkün mertebe anlaşılır olmaya gayret etmiştir. Şir’a-i Manzûm’a kaynaklık eden Şir’atü’l-İslam, 12. yüzyılda Buhara’da Arapça olarak telif edilmiştir. Bu yüzden tercümede Arapça kelime ve tamlamalara da sık rastlanmakta-dır. Beyit içinde ya da devamında mütercim bu kelime ve tamlamaların Türkçelerini de vererek şiirini anlaşılır kılmaktadır. Şir’a-i Manzûm, mesnevî türünün klasik tertibine sahiptir. Eser, besmele, hamdele ve salvele ile başlayıp tevhit ve naat beyitleri ile de-vam eder. Şair, devrin padişahı Sultân II. Bâyezîd’i (1481-1512) övgüyle andıktan son-ra eserini niçin yazdığını açıklar. Bu “giriş”in ardından “konunun işlendiği bölüme” ge-çilir. İbadetlerin yanı sıra hayata dair diğer konuları da bu fasıllarda buluruz.Şir’a-i Manzûm’un bu güne kadar altı adet elyazma nüshası tespit edilebilmiştir. Manisa, Los Angeles ve Diyanet nüshaları ilk defa bu çalışmamızla ilim dünyasına duyurulmuş-tur. Agah Sırrı Levend’in zikrettiği Fahri Bilge nüshasına ise ulaşılamamıştır. Ahmet Aydın tarafından eserin bir kısmı üzerine 2016 yılında yapılan yüksek lisans çalışma-sında sadece Yazma Bağışlar nüshası ile Osmanlı Müellifleri’nde bahsi geçen Hacı Mah-mud nüshası kullanılmıştır. Kahire’de bulunan nüsha ise, Hacı Mahmud nüshasından istinsah edilmiştir. Devam eden doktora tezimizde tenkitli metin için Manisa, Los An-geles ve Hacı Mahmud nüshaları seçilmekle birlikte diğer nüshalardan da istifade edilmektedir. Manzum ilmihal ya da manzum fıkıh türü alanında son yıllarda Türki-ye’de kayda değer düzeyde çalışmalar yapılmıştır. Türk Edebiyatı’nın en hacimli man-zum ilmihalini tanıtan makalemizin bu sahaya önemli katkılar sunacağı kanaatindeyiz.

Keywords