Danisname Beşeri ve Sosyal Bilimler Dergisi (Sep 2020)
AHLÂK-I MUHSİNÎ’NİN İSLAM AHLAK DÜŞÜNCESİ BAKIMINDAN ÖNEMİ
Abstract
Bu makale çalışmasında Ahlâk-ı Muhsinî’nin İslam ahlak düşüncesi bakımından önemini araştırdık. Bu amacın gerçekleşmesi, Ahlâk-ı Muhsinî’nin İslam ahlak literatüründeki yerini belirlemeye, eserin sistematiğini ortaya koymaya ve özgün yönlerini tespit etmeye bağlı olduğu için çalışmayı bunlara tahsis edilmiş üç alt başlık altında kurguladık. İslam ahlak düşüncesinde genel kabul gören ahlak teorilerini sınıflandırıp Ahlâk-ı Muhsinî’nin bunlardan hangisine örnek oluşturduğunu araştırdık. Eserin tek başına ne nassa dayalı dinî ahlak, ne tasavvufî ahlak, ne de erdem ahlakı örneği olduğunu, her üçünden de farklı derecelerde izler taşıdığını gördük. Dinî ahlaka dair ögelerin diğer ikisinden daha baskın olduğunu tespit ettik. Ancak eserdeki terminolojinin erdem ahlak terminolojisine uygunluğu ve züht eksenli olmasa da tasavvufi eserlerde görülen edebî niteliğe sahip olması, onun diğer iki ahlak teorisine de yakınlığını göstermektedir. Ahlâk-ı Muhsinî, sistematik açısından değil ama içerik ve yazım yöntemi bakımından erdem ahlakı örneklerinden Ahlâk-ı Alâî ile önemli benzerlikler taşımaktadır. Manzum ve hikâyelere başvurma bunların başında gelmektedir. Dinî ahlak literatürünün özelliklerini taşıyan İhyâu Ulûmiddin ve Edebü’d-dünya ve’d-din gibi eserlere naslara başvurma açısından benzese de bu eser, metnin dinî bilgiler ile boğulmayıp şiir ve hikâyelerle akıcı hale getirilmesi itibarıyla onlardan ayrılmaktadır. Bu eser ahlaki erdem ve hasletleri 40 madde altında açıklamayı ve öğretmeyi amaçlamakla birlikte 32. baptan itibaren son dokuz madde yani cezalandırma, teyakkuz, feraset, sır saklama, fırsatı ganimet bilme, hukuka riayet, iyilerle dostluk, kötülerin defi, görevlilerin terbiye ve adabı bölümleri erdem ahlakındaki erdemler şemasına uymaz; daha çok yöneticiler için gerekli özellikler olarak konumlanmaktadır. Siyasi erdemler olarak niteleyebileceğimiz bu özellikler, eserin siyasetnameyi andıran yönünü de güçlendirmektedir. Kâşifî, cezalandırma, feraset, hukuka riayet ve kötülerin defi bölümlerini bağımsız dinî, tasavvufî ve felsefî ahlak türü örneklerinde görülmeyen özgünlük ve genişlikte işlemiştir. Görevlilerin terbiye ve adabı bölümü, diğer eserlerdeki siyasetü’l-medine (devlet yönetimi) bölümüne büyük ölçüde karşılık gelse de her görev türüne özgü edep ve kuralları özel olarak incelemesiyle onlardan temayüz etmektedir. Bütün bunlardan hareketle, eserin ahlak felsefesi ortaya koymaktan ziyade ahlak eğitimine materyal sağlama amacına daha uygun düştüğünü söyleyebiliriz.
Keywords