Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Aug 2018)
ASLI ERDOĞAN’IN MUCİZEVİ MANDARİN ÖYKÜSÜNDE MEKÂN-İNSAN İLİŞKİSİ
Abstract
Sanayi Devrimiyle başlayıp II. Dünya savaşı sonrası hız kazanan kentleşme ve buna bağlı ortaya çıkan kapitalist düzen, beraberinde yeni bir yaşam tarzı doğurur. Öncelikle Avrupa’da kendini gösteren metropolleşme durumu biraz da hümanizmin etkisiyle insanı merkeze alır ve ona hak ettiği en iyi yaşamı, düzene hizmet etmesi şartıyla vadeder. Kırsaldan büyük şehirlere yoğun göçler gerçekleşir. Bu yeni yaşam tarzı bir müddet sonra bireyi sistemin bir kölesi hâline getirir ve dolayısıyla onun içine kapanmasına, kendine ve çevresine yabancılaşmasına sebep olur. Edebiyat ve sosyal hayatın etkileşimi dikkate alındığında 1950’li yıllardan itibaren edebî eserlerde söz konusu yeni yaşam biçimi ve insan tipi, roman sanatının temel mekân ve şahsına dönüşür. Aslı Erdoğan’ın 1967 - ? kaleme aldığı Mucizevi Mandarin’de de özellikle modernist ve varoluşçu eğilimlerle sıkça ele alınan şehir, öykü boyunca etkin olarak kullanılır. Şehir hayatının modernist anlayıştaki yeri, insan-çevre ilişkisinde doğal ve yapay mekânların insan üzerindeki etkisi eser içinde kullanılma biçimleri dikkate alınarak irdelenmiştir. Yazarın bireyden başlayarak topluma doğru genişleyen değerlendirmelerde bulunması, psikolojiyle sosyal/sosyolojik çevre arasında yakın bir ilişki olduğunu gösterir. Mucizevi Mandarin öyküsünde toplumsal ve bireysel manada Doğu-Batı toplumu mukayesesine ve birey-çevre algısına kadın gözünden bakılması yaşananlara daha da hissi bir yapı kazandırmıştır.Günümüzde kadınların maruz kaldığı fiziksel, psikolojik şiddet ve maddi problemler dikkate alındığında öykünün bir kadın gözü ve hassasiyetiyle ele alınması eserin bir başka dikkate değer yanını oluşturur. Anlatıcının çocukluğundan başlayarak genç kızlık ve olgunluk dönemine dek yaşadığı ruhsal çalkantıların açıkça hissettirilmesi, toplumsal yapı içerisinde kadına bakışın sosyolojik bağlamda eleştirilmesi imkânını tanır.Bu çalışmayla Aslı Erdoğan’ın Mucizevi Mandarin öyküsündeki mekân-insan ilişkisine yoğunlaşılarak eserin analizi amaçlanmıştır. Öncelikle insandaki mekân duygusu, mekân ile insanın birbirine etkisi ve mekân türlerinin edebî eserdeki yerine dikkat çekilmiş, ardından roman/öykü unsuru olarak mekânın tarihsel süreç içinde yaşadığı dönüşüme ve eser içindeki yansımalarına temas edilmiştir. Dolayısıyla eserdeki tematik yapı, olay örgüsünün kurgulanışı ve karakterizasyon metodunda mekânın etkisi göz önünde bulundurulmuştur. Bu doğrultuda yapılan analizler sonucunda öyküde, mekânın daha ziyade varoluş, yabancılaşma ve memleket özlemi üzerinde etkili olduğu gözlemlenmiştir.