Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2021)
Mesâbîhu’s-Sünne Şerhlerinden Miftâhu’l-Fütûh’un Eşref el-Fukkāî’ye Aidiyeti Meselesi
Abstract
Müslümanların ilim tarihinde telif ettiği kitaplar muhtevasının yanı sıra telif tarihi, nüshaları, nakleden râvileri ve rivayet edildiği isnadları gibi özellikleri de taşımaktadır. Her bir kitap kendisine has bu özellikleri ile diğer eserlerden ayrılmakta ve tarihi süreçte ortaya çıkan ihtilafların giderilmesinde detay sayılabilecek bu bilgilere başvurulmaktadır. Özellikle yazma halde bulunan veya günümüze ulaşmayan eserler hakkındaki çözülmesi zor ihtilaflar söz konusu olduğunda, bu bilgiler hayati bir önem kazanmaktadır. Kitaplarla ilgili bilgileri derleyen kitâbiyât türü kaynaklarda çeşitli ilim dallarına ait kitapları ve bu kitaplara dair malumatı bulabilmekteyiz. Bibliyografik türdeki eserlerin yanı sıra kitaplar hakkında satır arası bilgi sunan tâlî kaynakları da dâhil ettiğimizde bu ihtilaflar büyük ölçüde çözülebilmektedir. Bu minvalde Mesâbîhu’s-Sünne şerhleri arasında Miftâhu’l-fütûh isimli müellifi meçhul bir şerhten bahsedilmektedir. Bu eserle ilgili kısıtlı bilgi bulunmaktadır. Şerhleri listeleyen eserlerde ayrıca Eşref el-Fukkāî (öl. 707’den sonra) ve İbnü’l-Fukkāî (öl. 715/1315) de Mesâbîh şârihi olarak kaydedilmektedir. Eşref el-Fukkāî ile ilgili çok fazla malumat bulunmamakla birlikte Tîbî (öl. 743/1343) ve sonrasındaki âlimler “kâle’l-Eşref” gibi lafızlarla kendisinden nakilde bulunmaktadır. İbnü’l-Fukkāî ise günümüze ulaşan bazı yazma Mesâbîh şerhlerinin müellifi olarak anılmaktadır. Ayrıca Fukkāî nisbesi ile anılan iki müellif kimi yerlerde karıştırılmaktadır. Bu çalışmada Miftâhu’l-fütûh’un müellifinin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bunun için öncelikle bibliyografik kaynaklardaki bilgiler ile yazma nüshalardaki kayıtlar dikkate alınmıştır. Ayrıca başka eserlerde müellife veya esere yapılan atıflar, kütüphane kataloglarındaki bilgiler, günümüzde kaleme alınan araştırmalar ve tahkiklerdeki tahrîcler bu aidiyetin tespitinde sorgulanmıştır. Literatür çalışmalarındaki tespitlerin yeni bulgularla gelişmeye ve kimi zaman değişmeye müsait olması nedeniyle elde edilen sonuçlar yazma nüshalarla teyit edilebildiği ölçüde ifade edilmiştir. Kesin bir kanaate ulaşılamayan durumlarda ise sonraki çalışmalara kapı aralamak amacıyla muhtemel sonuçlara işaret edilmiştir. Kâtib Çelebi (öl. 1067/1657) Keşfü’z-zunûn’da Miftâhu’l-fütûh’u müellifi meçhul, dört kaynaktan rumuzlarla nakilde bulunan ve 21 Ramazan 707 yılında tamamlanmış bir şerh olarak tanıtmaktadır. Bu bilgiler ulaştığımız yazma nüshalarla uyuşmaktadır. Müellifi ise yazma nüshaların metin veya ferağ kayıtları kısımlarında ifade edildiği üzere Eşref el-Fukkāî’dir. Muhtemelen Kâtib Çelebi eserin müellif kaydı bulunmayan bir nüshasını görmüş ve ilgili notları almıştır. Eşref el-Fukkāî Moğol yıkımı ile siyasi kargaşanın hâkim olduğu bir dönemde Tebriz’de yaşamıştır. Onun hayatı ve eserleri konusunda bilgi sahibi olamayışımız muhtemelen yaşadığı dönem ve ortam ile alakalıdır. Bu şerhe müellifle yaklaşık aynı dönemlerde ve aynı şehirde yaşayan Tîbî çokça başvurmuş, naklettiği kimi görüşleri hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur. Miftâhu’l-fütûh’ta özellikle garîbu’l-hadîs kaynaklarından iktibaslar ile Eşref el-Fukkāî’nin hadislerle alakalı yaptığı yorumlar dikkat çekmektedir. Müellifin ilmî kişiliğini yansıtan bu özellikler, şerhin sonraki kaynaklarda yer almasında etki etmiştir. Ek kısma örnekleri konulan yazma nüshaları günümüze ulaşsa da pek çok müellifin Tîbî aracılığıyla metne ulaşması ise dikkat çekicidir. Eşref el-Fukkāî ile İbnü’l-Fukkāî, isimleri ve nisbeleri yönüyle birbirleriyle karıştırılmaya müsaittir. İbnü’l-Fukkāî’ye nispet edilen Mesâbîh şerhi, muhtemelen bu benzerlikten dolayı yapılan hatalı bir nispettir. Ancak yaptığımız incelemede iki müellif arasında dedelerinin isimleri, künyeleri, yaşadıkları şehir ve mensup oldukları mezhep yönüyle farklılıklar bulunmaktadır. İki müellif ve bir eserle alakalı günümüzdeki çeşitli çalışmalarda hatalı veya eksik bilgiler yer almaktadır. Makalede ortaya konulan bulgular aracılığıyla bu karışıklık giderilmektedir.
Keywords